Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/952 Esas 2022/1317 Karar Sayılı İlamı

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)


Kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına dair...Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2014 tarihli ve 2014/225 Esas, 2014/421 Karar sayılı kararının 21.01.2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 09.08.2015 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin...Asliye Ceza Mahkemesinin 07.01.2021 tarihli ve 2020/146 Esas, 2021/17 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 09.12.2021 tarihli ve 2021/19338 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2022 tarihli ve 2021/156813 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Gerekçeli kararın hüküm kısmında sanığa yaş küçüklüğü sebebi ile uygulanan kanun maddesinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31/3. maddesi olarak yazılması gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31/2. maddesi olarak yazılmasının indirim oranın doğru uygulandığı da dikkate alındığında, mahallinde düzeltilebilir maddi bir hata olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre,
1) Somut olayda, 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı kasten basit yaralama suçunu 19.03.2013 tarihinde işlediği, 05.11.2014 tarihinde Mahkemesince savunmasının alındığı, suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 21.01.2015 tarihinde kesinleştiği ve denetim süresi içerisinde 09.08.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, zamanaşımını kesen son işlem olan savunmanın alındığı 05.11.2014 günü işlemeye




başlayan, 5271 sayılı Kanun’nun 231/8-son cümlesi gereğince 21.01.2015 tarihi ile 09.08.2015 tarihleri arasını kapsayan 6 ay 18 gün sürenin durduğu, denetim süresinde işlenen ihlale konu suç tarihi olan 09.08.2015 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlediği anlaşılmakla, 23.09.2020 tarihinde 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri gereğince 5 yıl 4 aylık asli dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2) 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendinde yer alan “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlar.” düzenleme nazara alındığında, somut olayda suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun uzlaşma kapsamında kaldığı cihetle, 5271 sayılı Kanun'un 254. maddesine göre dosyanın öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA

Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu 19.03.2013 tarihinde işlediği, 05.11.2014 günü mahkemesince savunmasının alındığı, suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın da 25.11.2014 tarihinde verilip 21.01.2015 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun 09.08.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, zamanaşımını kesen suça sürüklenen çocuğun savunmasının alındığı 05.11.2014 günü işlemeye başlayan sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 21.01.2015 ilâ 09.08.2015 tarihleri arasında durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 09.08.2015 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlediği anlaşılmakla; 25.11.2014 tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 07.01.2021 tarihine kadar 23.09.2020 tarihinde 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e, 66/2. maddeleri gereğince 5 yıl 4 aylık asli dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden;...Asliye Ceza Mahkemesinin 07.01.2021 tarihli ve 2020/146 Esas, 2021/17 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.