20. Hukuk Dairesi 2014/9623 E. , 2015/1907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkin istem nedeniyle yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09/05/2013 gün ve 2013/231 - 2013/5295 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili 14/12/2011 havale tarihli dilekçesiyle; ........... Kadastro Mahkemesinin 09/04/2010 tarih ve 2008/1 - 2010/3 sayılı kesinleşmiş kararı ile 126 ada 100 sayılı parselin bilirkişi raporlarına ekli krokide (M) harfi ile gösterilen 1.591.73,00 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle tesciline karar verildiğini ancak krokide (M) harfi ile gösterilen bölümünün birbiriyle bağlantısı olmayacak şekilde iki ayrı bölümden oluşması nedeniyle bu kararın tek parsel sayısıyla infazının yapılamadığını beyanla, ........... Kadastro Mahkemesinin 09/04/2010 tarih ve 2008/1 - 2010/3 sayılı kesinleşmiş kararına konu taşınmazın infaza olanak verecek şekilde iki parsel sayısıyla tescili için hükmün tavzihini talep etmiştir.
Mahkemece, hükmün Yargıtay denetimi sonucu kesinleştiği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/05/2012 tarih ve 2012/4976 - 2012/7364 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Orman olarak tesciline karar verilen (M)=1591733 m² yüzölçümlü bölümün birbirleri ile bağlantısı bulunmayan iki ayrı bölümden oluştuğu anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesi, infazı mümkün ve tapu sicili oluşturacak şekilde karar vermek zorundadır. Tavzihi istenen kararın bu hali ile infazı mümkün bulunmadığına göre, infaz edilecek şekilde yüzölçümleri belirlenerek hüküm kurulması] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 09/04/2010 tarih 2008/1 esas 2010/3 sayılı kararın hüküm kısmının tavzihe konu 2. maddesinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesine denildikten sonra 2 numaralı bentte “2- Dava ve bozma konusu olan çekişmeli taşınmazın 1591773 m2’lik bölümünde yapılan tespitin iptali ile bilirkişi kurulundan alınan 31/10/2012 tarihli raporda; kırmızı renkli alanın (M1) ile gösterilen 59.115 m2 ve (M2) ile gösterilen 1.532.658 m2 olarak iki ayrı parsel adı altında en son parsel numaraları verilerek orman niteliğinde ... adına tesciline,” şeklinde, 3 numaralı bentte ise “3- Kararın tavzihten ibaret olması nedeni ile 2008/1 Esas 2010/3 sayılı 09/04/2010 tarihli kararın yukarıda düzeltilen 2 nolu bendi ile diğer hüküm fıkralarının aynen geçerliliğine,” şeklinde karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından 3 numaralı bentte yer alan ifade şeklinin yeni bir çelişkiye neden olduğu iddiasıyla temyiz edilmesi üzerine Dairece “…mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna …” denilerek hüküm onanmıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
Dava, HMK.’nun 305. maddesi gereğince hükmün icrasında tereddüt bulunduğu gerekçesiyle yapılan tavzih istemine ilişkindir.
Mahkemece, 2 numaralı bentte düzeltme yapıldıktan sonra 3 numaralı bentte “ … 2008/1 Esas - 2010/3 Karar sayılı 09/04/2010 tarihli kararın yukarıda düzeltilen 2 nolu bendi ile diğer hüküm fıkralarının aynen geçerliliğine,” şeklindeki ifade ile tavzihe konu 2 numaralı bendin düzeltilen şekliyle değil, önceki şekliyle aynen geçerliliği sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmuş olduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimi vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 09/05/2013 gün ve 2013/231 - 2013/5295 sayılı onama kararı KALDIRILARAK, yerine “Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş ise de, hükmün 3 numaralı bendinde tavzihe konu 2 numaralı bendin düzeltilen şekliyle değil, önceki şekliyle aynen geçerliliği sonucunu doğuracak ve infazda tereddütte yol açacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de, belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3 bendinde yer alan “3-Kararın tavzihten ibaret olması nedeni ile 2008/1 esas 2010/3 sayılı 09/04/2010 tarihli kararın yukarıda düzeltilen 2 nolu bendi ile diğer hüküm fıkralarının aynen geçerliliğine,” cümlesi içinde yer alan “… 2 nolu bendi ile …” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “… 2 numaralı bendi dışındaki…” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve yerel mahkemenin 19/11/2012 gün ve 2012/4-2012/3 sayılı ek kararının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.