MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ...; ...... Mahallesi bulunan toplam 700 m2 yüzölçümlü taşınmazın zilyetliğinde olduğu halde yörede yapılan kullanım kadastrosu sırasında 1477 ada 12 parsel sayılı 233,51 m2 yüzölçümlü taşınmazda zilyet olduğunun belirtildiği, geriye kalan kesimin orman sınırları içinde bırakıldığını, kadastro tespit tutanağındaki yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, görevsizlik kararı temyiz incelemesinden geçerek 17.11.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacının başvurusu olmadığı halde Kadastro Mahkemesince re"sen 27.01.2014 tarihinde dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 1477 ada 12 parselin yan kesiminde bulunan ve fen bilirkişi ..... tarafından düzenlenen 24.11.2011 tarihli krokili raporda yeşil renk ile işaretlenen taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı, 2/B uygulamasına ve kullanım kadastrosuna tâbi tutulmadığı, orman sınırları içinde kalan yerlerde zilyetlik hükümleri uygulanamayacağı, zilyetlikle taşınmaz edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 2/B madde uygulamasının yapılması ve zilyetlik şerhinin yazılması isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 27.06.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Bilindiği üzere, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 20. maddesine göre, görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflardan birinin görevsizlik veya yetkisizlik kararına veren mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir.
Buradaki iki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
Somut olayda, görevsizlik kararı 17.11.2013 tarihinde kesinleştiği halde, tarafların başvurusu olmadığı halde Kadastro Mahkemesince re"sen 27.01.2014 tarihinde dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Görevsizlik kararını veren mahkeme dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemeyeceği gibi görevsizlik kararının kesinleştiği gün ile dava dosyasının görevli mahkemeye gönderildiği tarih arasında iki haftalık süreden daha fazla bir süre de geçtiğinden görevli mahkemede görülen dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz.
Hal böyle olunca, HMK"nın 20/1. maddesi dikkâte alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yerolmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.