Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6815
Karar No: 2020/7017
Karar Tarihi: 03.06.2020

Konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/6815 Esas 2020/7017 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2020/6815 E.  ,  2020/7017 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜM : Beraat


    Yerel mahkemece sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Katılan ... ile eşi... arasında 21.08.2014 tarihinde boşanma davası açıldığı, bu davanın 23.03.2015 tarihinde karara çıktığı, boşanma davasının açılmasından sonra katılan erkek eşin babasının evinde kalmaya, zaman zaman gelip ortak ikametgahlarındaki kıyafet ve eşyalarını almaya devam ettiği koşullarda, olay günü, 02.11.2014 tarihinde, geceleyin 01.00 sıralarında, katılanın fiilen kadın eşin kullandığı eve gittiği, kapı açılmayınca başka bir erkek bulunduğu şüphesi ile polisi arayıp, polisin gelmesi ve polise de kapının açılmaması üzerine, Nöbetçi Cumhuriyet Savcısının talimatı çerçevesinde, erkek eşin rızası doğrultusunda, ortak ikamete kapı zorlanarak girilmeye çalışıldığı sırada, kadın eş... tarafından kapının açılması sonrası, ikametin balkon kısmında ıslak halde bulunan çamaşırların serili olduğu çamaşırlığın altında kıvrılmış bir şekilde yatar vaziyetde sanık ...’ın yakalanması olayı, dosyadaki delillere göre sabit görülen husustur.
    18.02.1942 tarih 21/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı “Türk Ceza Kanunu"nun 193. maddesinin sarih olan ibaresinden anlaşılmakta olduğu veçhile bir meskene girmenin suç olabilmesi için meskene girmeye men etmek hakkını haiz olan kimsenin yani Medeni Kanunu hükümlerine göre evlilik birliği veya alelıtlak aile reisi ve bunlardan biri yoksa veya bu hakkını istimalden sarfınazar etmiş ise yerine kaim olanın ve sükna hakkı iki kişi arasında müşa olan yerlerde onlardan birinin rızası hilafında veya hile ile veyahut gizli olarak girmiş olmak lazımdır. Bu hallerden her biri başlı başına suçun unsurunu husule getirir. Men etmek hakkını haiz olan kimsenin ademi rızası ile beyana muhtaç olmaksızın zımnen dahi tahakkuk eder. Müzekkerenin mevzuu olan hadiselerde olduğu gibi karısıyla gayrimeşru münasebetlerde bulunmak üzere karının davetiyle bir kimsenin meskenine girmesine kocanın rızası olmayacağı aklen ve adeten bedihidir. Binaenaleyh kocanın zımnı olan ademi rızasına karşı karının davetiyle gayrimeşru münasebetlerde bulunmak maksadıyla meskene girmek, anın masuniyetini ihlal suçunu teşkil edeceğine....karar verildi” şeklindedir.
    Ceza Genel Kurulunun 29.05.1995 gün 46-170 sayılı kararında da “Eşi Almanya’da işçi olarak çalışan mağduriyete 15 günden beri telefon edip “Seni seviyorum seninle sevişmek istiyorum v.s.” diyen sanık Osman’ın olay günü de “Bir arkadaşıyla saat 24.00 de seninle sevişmeye geliyoruz” diye telefonla haber vermesi üzerine mağdurenin sanıkları suçüstü yakalatmak amacıyla onları eve çağırıp durumu zabıtaya bildirdiği, tertibat alan zabıtanın saat 24.00 sularında mağdurenin konutu eklentisine (avluya) giren sanıklardan Osman’ın bıçağı ile yakalandığı diğer sanık...’in kaçtığı saptanan olay da Özel Daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık eşi Almanya’da olan mağdurenin davetiyle samimi olduğuna inanıp onunla gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla evi eklentisine giren sanıkların eylemlerinin konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşup oluşmayacağına ilişkindir”, 18.02.1942 gün ve 21/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında belirtildiği üzere kocanın izni olmadan karının daveti üzerine gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla eve girmek onun konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturur. Maddi olayda sanıkların gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla mağdurenin konutu eklentisine girdikleri saptandığına göre mağdurenin rızası olsa dahi kocasının rızası olmayacağı aklen ve adeten açıktır. Kaldı ki mağdurenin gerçek iradesi sanıkları eve davet olmayıp onları suçüstü yakalatmaya yöneliktir. Bu itibarla sanıkların, mağdurenin davetinde samimi, olduğu inancıyla da olsa gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla onun evi eklentisine girmeleri konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturacağından mahkumiyetleri yerine yasal olmayan gerekçeyle beraatlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklinde bir ilke benimsenmiştir.
    Daire kararlarında; 1-Yerel Mahkeme evli mağdure...’le ilişkide bulunmak üzere sanığın saat 01.30’da eve geldiğini, konutun eklentisine girdiğini ve fakat bu girmenin kendisini yakalatmak isteyen mağdure ve kocasının rızasıyla olduğunu belirterek, geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçundan beraat kararı verilmiştir. Bu kabul yasaya aykırıdır, zira TCY’nın 193. maddesi irade ve rıza özgürlüğünü ihlal ederek konuta girmeyi yasaklamıştır. Konuta girmede rızadan söz edebilmek için ise failin başkalarının haklarını çiğnememesi zorunludur. Evli bir kadınla ilişki kurmanın evlilikte bağlılık yükümlülüğünü öngören Türk Medeni Yasası’na dolayısıyla hukuka aykırı olduğu ve kocanın haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu açıktır. Zira böyle bir ilişkinin kendi evinde kurulmasına kocanın rızası olması elbette düşünülemez ve varsayılamaz. Olay gecesi sanığın, kocanın rızasının söz konusu olamayacağını bilerek ve kendi iradesiyle konuta girdiği ve varsayılan rızasızlık nedeniyle de suçun oluştuğu gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması, 2-TCY’nın 571. maddesinde öngörülen biçimde sarhoş olan sanığın, sarkıntılıkta bulunmasına ve geceleyin konut dokunulmazlığını bozmasına karşın, girilen yerin herkese açık olmadığı gerekçesiyle, aynı Yasa’nın 572/1. madde/fıkrası uyarınca hükümlülüğü yerine, beraatine karar verilmesi, 4. CD. 08.02.1996 tarih, 244/1203”, “Koca evlilik birliğinin başkanıdır. Fransa’da bulunmakla ortadan kalkmaz” şeklinde karar verilmiştir. (4.CD.27.12.1977, 7069/7080), bir başka kararında da “Kocanın suç anında askerde veya başka yerde bulunması suç oluşmasına etkili olmadığı, kadının cinsel ilişkide bulunmak için yasal olmayan amaçla sanıkları eve almasında (Kocasının rızası olmadığından ve kocanın yasal hakları zarar gördüğünden) konut dokunulmazlığını bozma suçunun oluştuğu ve eylemlerin TCY’nın 193/2, 80. maddelerine uyduğu gözetilmeden, beraat kararı verilmesini bozma nedeni olarak kabul etmiştir. (4.CD.12.06.2000, 4695/5142) şeklinde kararları vardır.
    Doktrinde “Mesken masuniyetini ihlal suçu, kişi hürriyetine yönelik bir suç olduğundan, özel hukuk kurallarına göre sorunu çözme imkanı yoktur; bu konuda aile reisine ayrıcalık tanınamaz. Bu hususta meskende oturan aile bireyleri eşit hakka sahiptirler. Meseleyi, birlikte sakin olan kişilerden hiçbirinin diğerinin meşru menfaatlerine zarar verecek bir şekilde rızalarını açıklamayacakları şeklinde anlamak gereklidir. Karının çağırması üzerine meskene girilmesinin suç olması, rızanın münhasıran kocaya ait olduğundan değil, karının, rızasının kocanın yasal çıkarlarına zarar verecek bir biçimde kullanmaya hakkı olmadığındandır. (Bkz. Erem, Özel Hükümler, Cilt. 3. s 285; Çınar, agm, s.481) Koca da rızasını diğer aile bireyleri zararına kullanamayacağından, bunun ters durumunda, yani karının rızası hilafına kocanın hukuka aykırı bir amaçla bir başka kadını eve alması da mesken masuniyetini ihlal suçunu oluşturur” şeklinde ifade edilmektedir.
    Açıklanan oluş, İBK, CGK ve daire kararları ve doktrin görüşleri karşısında; boşanma davası devam ederken, mahkemece ortak ikametgahın eşlerden birinin oturmasına tahsisi, diğerinin evde kalmasını yasaklayan bir tedbir kararının veya bunun benzeri bir ayrılık kararının bulunmaması karşısında, ortak ikametgah üzerinde, her iki eşin, aynı seviyede aynı hakka sahip oldukları, eşlerden birinin, somut olayda erkek eşin, boşanma davası süreci içinde babasının evinde kalmaya, zaman zaman gelip ortak ikametgahdaki eşyalarını almaya devam etmesinin, ortak ikameti birlikte kullanma ve kullanımında hak sahibi olma sıfatını ortadan kaldırmayacağı, bu kabulden hareketle somut olayda, kadın eşin, sanığın eve girmesine rıza göstermesi, yukarıda açıklanan, sanığın yakalanma şekli karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 116/3-son cümle ve ifade edilen evlilik birliğinde aile bireylerinden birinin göstereceği rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması hükmü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sanık ... hakkında atılı suçla korunan, TCK"nun 116. maddesinin gerekçesinde “Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.” şeklinde ifade edilen hukuki yararın ihlal edilmesi sebebiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği halde yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi