20. Hukuk Dairesi 2014/9383 E. , 2015/2085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ........ tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ........ vekili, .......... Köyü,139 ada 92 parsel sayılı 9253 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davalı adına kayıtlı tapunun iptalini ve orman niteliğiyle ........ adına tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ........ tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 20/12/2006 tarih 2006/15440 - 17973 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazla birlikte dava dışı 93 parsele de uygulanan 373 tahrir nolu vergi kaydı .........., ............ ve ...... sınırlarıyla sabit sınırlı gibi görünse de doğuda 87 parsel numarası ile orman olarak kesinleşen; güneyde 91 parsel numarası ile ........ adına meşelik olarak tesbit edilen, kuzey doğuda da 111 parsel numarasıyla yine orman olarak kesinleşen taşınmaz bulunmaktadır. Mahkemece zilyetlik tanığı dinlenilmediği gibi 3402 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro çalışmasında taşınmazın konumu da incelenmemiştir. Bu tür davalarda davalı zilyetlikle kazanma koşullarının ........ye karşı gerçekleşmiş olduğunu, her türlü ispat vasıtası ile ispat etmek, mahkeme de tüm delillerden yararlanmak zorundadır. Vergi kaydı sahibi lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil edebilir. O halde; mahkemece, yeniden yapılacak keşifte tarafların göstereceği zilyetlik tanıklardan ayrıntılı ve somut olaylara dayalı bilgi alınmalı, vergi kaydının miktarı ile geçerli olup olmadığı, kayıt miktar fazlasının zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığ araştırılmalı, eski tarihli memleket haritası ile kadastro paftası ve 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman kadastro paftası birbiri üzerine aplike edilerek taşınmazın bu haritalardaki konumu gösterilmeli, bu şekilde elde edilecek tüm delillere göre karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ........ vekili tarafından temyiz edilmekle, bu kez Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2009 tarih ve 2009/3518 - 5685 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilâmında “mahkemece yeniden yapılacak keşifte tarafların göstereceği zilyetlik tanıklardan ayrıntılı ve somut olaylara dayalı bilgi alınmalı, vergi kaydının miktarı ile geçerli olup olmadığı, kayıt miktar fazlasının zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı araştırılmalı” denildiği halde, bozmadan sonra mahkemece belirtilen hususlarda hiçbir araştırma yapılmamıştır. O halde, mahkemece, yeniden yapılacak keşifte ayrıntıları yukarıda yazılan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak bozma ilamında belirtilen hususlar eksiksiz yerine getirilmeli, bu şekilde elde edilecek tüm delillere göre karar verilmelidir. Bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu]na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ........ tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 19.03.1993 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.