MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Asıl ve birleşen davada davacı ... vekili, müvekkili ile asıl davada davalılar murisi arasında 02.07.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalıların açtığı dava sonunda sözleşmenin feshine karar verildiğini, davacının yaptığı imalat nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiklerini ve davalı arsa sahiplerinin arsayı birleşen davada diğer davalı ....’a sattıklarını ileri sürerek, asıl davada 133.600,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline, birleşen davada ise, davalı ... adına olan tapunun iptali ile diğer davalılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekili, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, davaların reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 27.04.2011 tarih ve 2010/2112 E, 2011/2569 K sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazları reddedilerek, davacının yaptığı imalat imar mevzuatına aykırı olup, yasal hale getirilmesinin de mümkün olmadığı saptandığından, ekonomik değeri haiz olmaması nedeniyle davacı imalat bedelini talep edemez ise de, enkaz bedelini isteyebileceği, davacının kabul ettiği bilirkişi raporunda enkaz bedelinin 2.000,00 TL olarak belirlendiği, bu meblağ ile sınırlı olarak davanın kabulü gerekirken tümden reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL’nin davalılardan temerrüt faiziyle tahsiline, birleşen davaya ilişkin karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, asıl ve birleşen davada davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.