3. Hukuk Dairesi 2014/14351 E. , 2014/13284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIRIKHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/627-2014/138
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; elektrik tellerinden düşen kıvılcımlar nedeniyle çıkan iki ayrı yangında müvekkillerine ait zeytinliklerin yandığını iddia ederek; öncelikle müvekkillerinin uğradığı zararın tespitini ve tespit edilen miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 08.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki 8.000,00 TL olarak gösterdiği talebini 130.643,55 TL artırarak toplam 138.643,55 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilerek; 138.643,55 TL"nin 12.01.2010 ve 08.06.2010 tarihli bilirkişi raporlarında belirtildiği şekilde 07.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara, bilirkişi raporlarında belirtilen miktarlar uyarınca ödenmesine,12.01.2010 ve 08.06.2010 tarihli bilirkişi raporlarının gerekçeli karara eklenmesine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 27.05.2013 tarih 2013/5753-8482 sayılı kararı ile; HMK 31.maddeye göre davacı vekiline 17 kişiden oluşan müvekkillerinden herbiri için ayrı ayrı talep sonucunun açıklatılması, ardından da HMK"nın 297/2 maddesinde emredilen şekilde hüküm fıkrası açık olarak hüküm oluşturulması, hüküm de bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye gönderme yapılmaması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı tarafa dava dilekçesinin açıklaması ve davada davacıların hak sahibi olup olmadıklarını bildirmesi için sonuçlarını bildiren ihtarlı kesin süre verildiği ancak davacı tarafından işlemler yerine getirilmediğinden HMK 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
Dairemizin 27.05.2013 tarih 2013/5753-8482 sayılı kararına bakıldığında; hükmün açık olabilmesi için öncelikle talep sonucunun açık olması gerektiği, talep sonucu dava dilekçesinin en önemli unsuru olduğu, talep sonucunu içermeyen bir dilekçenin, dava dilekçesi olarak nitelendirilemeyeceği, talep sonucu açık değilse de HMK"nun 31.maddesine göre, mahkeme davacıya talep sonucunu açıklattırması gerektiğinin vurgulandığı görülmektedir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak, 19.11.2013 tarihli celse de davacı vekiline dava dilekçesini açıklaması için süre verilmesine karar verilmiş, 21.01.2014 tarihli bir sonraki celseye taraf vekilleri katılmamış, davacı vekili mesleki mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece mazeret kabul edilerek, davacılar vekiline dava dilekçesini açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılacağına dair ara karar kurulmuş, 25.03.2014 tarihli son celse ise yine taraf vekilleri duruşmaya katılmamış ve davacılar vekili mesleki mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece bu celse yine davacılar vekilinin mazereti kabul edilerek, verilen kesin sürede davacılar vekilinin dava dilekçesini açıklamadığı için HMK md. 119/2 gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar 21.01.2014 tarihli celse de davacılar vekiline dava dilekçesini açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmiş olsa da, bu celse davacılar vekili mesleki mazeretini bildirerek duruşmaya katılmamış, kesin süreye ilişkin ihtar yüzüne okunmamış ya da ilgili ihtarı içeren tebligat kendisine gönderilmemiştir. Buna göre, davacılar vekilinin kendisine kesin süre verildiğine ilişkin usulüne uygun haberdar edildiğinden bahsedilemez.
O halde mahkemece; usulüne uygun olmayan kesin süre verilerek, bunun yanında bozma ilamında HMK"nun 31.maddesi üzerinde durulmuş olmasına rağmen HMK"nun 119. maddesi değerlendirilerek yukarıdaki şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.