3. Hukuk Dairesi 2014/6588 E. , 2014/13331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 1. ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2013
NUMARASI : 2012/566-2013/934
Taraflar arasında görülen muarazanın giderilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde ; hali hazırda sahibi bulunduğu kuaför işletmesini 2010 yılında emlakçıdan ve 2011 yılında da mülk sahibi A.. S..’den kiraladığını, bu yerin kendisinden önce Z...Y.. adlı şahsa kiraya verildiğini, bu işletmeye ait 205690 abonenin borçlarını kiraladığı tarihten itibaren sürekli ödediğini, hali hazırda 2012 yılı 12.ayına ait 119 TL hariç olmak üzere tarafına ait tüm elektrik bedellerini ödediğini, abone borcu görüntüleme listesindeki kaçak tahakkuk ve ek tahakkuk bedelleri olan 11.777 TL nin kendisine ait olmadığını ve tahakkukun adına gerçekleştirilmediğini, yeni sayacın faturasının da eski kiracı adına düzenlendiğini, bu fatura tarihinde kendisinin daireyi kiralamadığını, kaçak tahakkukunun bu sayaçtan önceki sayaç dönemine ait olduğunu ve eski sayaçla bir ilgisi bulunmadığını, iş yerinin geçmiş dönemlere ait borcu bulunduğunu,, davalı şirket nezdinde aboneliğin tarafına verilmesini istediği halde aboneliğin verilmediğini, işletmenin bulunduğu ve 205690 abone sayılı elektrik abonesinin elektriğinin 13.12.2012 tarihinde davalı görevlilerince abonenin halen önceki kiracı Z.. Y.. adına görünmesi ve bu kiracı dönemine ait borç ve kaçak tahakkukları nedeni ile elektriğin kesildiğini ve sayacın mühürlendiğini, işletmesinin ağırlıklı olarak elektrik enerjine bağımlı olduğunu, söz konusu abonenin eski kiracısına ait ve halihazırda abone kaydı üzerinde görünen ve kendisine tahakkuk ettirilen borcun yaklaşık 11.777 TL olduğunu, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/4. fıkrasında "önceki dönemlere ait borcun yeni müşterilerce
üstlenilmesinin talep edilemeyeceği"nin belirtildiğini,kendisinin bu yeri işletmeye başladığından beri düzenli olarak faturalarını ödediğini, ileri sürerek davalı tarafın yapmış olduğu elektrik kesme ve mühürleme işleminin iptaline ve söz konusu aboneliğin davalı tarafından tarafıma verilmesine zorlanmasına" karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ıslah dilekçesi ile müvekkilinin dava konusu işyeri aboneliğinin kendisine verilmesi için davalı tarafa yapmış olduğu başvuruların reddedildiğini belirterek, müvekkil başvurularının davalı tarafça reddinin iptaline ve dava konusu abonenin müvekkiline verilmesine de karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde ; davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, BK"nun 82. maddesine göre süresinde açılmayan davanın reddini talep ettiğini, davacının kullanmış olduğu aboneye Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre davacının tüketebileceği miktar üzerinden tahakkuk yapıldığını, muaccel borç süresinde ödenmediği takdirde usul ve yasaya göre elektrik kesintisi yapıldığını, bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; "" Somut olayda davalı, davacı ile sözleşme yapılmamasını, söz konusu abonenin önceki borcuna dayandırmakta olup, söz konusu borcun davacı ile bir ilgisinin bulunmadığı, söz konusu tahakkukun önceki abone adına düzenlenmiş olması nedeni ile 205690 nolu abone nolu sayacın eski aboneye ait borcundan davacının sorumlu olmadığının tespiti ile davalının abone yapmamak için dayandığı borcun önceki aboneye ait olması nedeni ile davalının davacı ile abonelik sözleşmesi yapma zorunluluğu bulunduğu kanaatine varılmış..."" gerekçesi ile;davanın kabülüne ve davalı kurum tarafından bir sureti dosyaya ibraz edilen ve dava konusu edilen 205690 abone nolu sayacın eski aboneliğe ait 11.777,00 TL miktardan davacının sorumlu olmadığının tespitine, eski abonenin borcu nedeni ile davacıya ait işyerinde kurulu elektriğin kesilmesine ilişkin işlemin iptaline,davalı kurumun davacı ile ibraz edilen kira kontratı göz önüne alınmak sureti ile abonelik sözleşmesi yapma zorunluluğunda bulunduğunun tesptine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı işyerinde kurulu bulunan elektrik aboneliğinin davacı adına devredilmemesindan kaynaklanan taraflar arasındaki murazaanın giderilmesine ilişkindir.
HMK 26.maddesinde; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" düzenlemesi yeralmaktadır.
Mahkemece; davacı tarafın talebi dava konusu aboneliğin tarafına verilmesi olduğu halde, yazılı şekilde eski aboneliğe ait 11.777 TL miktardan davacının sorumlu olmadığının tespitine de karar verilmiş olması yukarıda anılan yasa maddesi gözönüne alındığında hukuka aykırı olup, yanılgılı değerlendirme ile talebi aşar şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
Bundan ayrı, davacı dava konusu yeri 2010 yılında emlakçıdan, 2011 yılında malik Ali Sirkeci"den kiraladığını belirtmiş ve buna ilişkin kira kontratlarını dosyaya ibraz etmiş, dava konusu işyerindeki abonelik hakkında davalı tarafından düzenlenen kaçak elektrik ve ek tahakkuk döneminin 2011/3 olduğu yine davacı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken; mahkemece, dava konusu işyerinde mevcut - dava dışı Z..Y..(önceki kiracı) adına olan- abonelik hakkında davalı tarafından düzenlenen tahakkuk ve bu tahakkuka dayanak olan belgeler, davalı kurumdan celbedilerek üzerinde inceleme yapılmalı, borcun eski kiracı dönemine mi yoksa davacının kullandığı döneme mi ait olup olmadığı araştırılmalı, buna göre borcun eski abonelik döneminde olduğunun anlaşılması halinde, Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/ son maddesi ve Yüksek Yargıtay HGK. kararları ve Dairemizin yerleşik uygulamasına göre önceki aboneye ait borcun yeni aboneden talep edilmesinin mümkün olmadığı ve bu durumun yeni aboneliğe engel olmayacağı, bunun dışında yönetmelikte belirtilen diğer şartların olması halinde abonelik işleminin yapılması gerektiği dikkate alınarak, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.