3. Hukuk Dairesi 2014/6625 E. , 2014/13355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/641-2013/654
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı Z.. B.. Özvarol vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, Akdeniz Üniversitesi Uzaktan Algılama Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından gerçekleştirilen Ekoloji Planlama Projesi ve Tarım Bilgi Sisteminin oluşturulması projelerinden elde edilen brüt hasılattan %55 oranında yasal kesinti yapıldıktan sonra kalan kısmın katkı payı sahibi ilgililere dağıtılması gerekirken, daha fazla miktarda katkı payı ödendiğinden 33.337,50 TL kamu zararı oluştuğunun tespit edildiğini, bu zararın 8.423,65 TL"lik bölümün geri ödendiği halde 24.913,85 TL"lik kısmının geri ödenmediğini, hatalı hesaplama sonucu diğer davalı Z.. B.. Ö..."a 4.164,37 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 4.164, 37 TL fazla ödenen döner sermaye katkı payı miktarının davalı R.. U.."dan 09.01.2010 tarihinden itibaren, diğer davalıdan ise ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı R.. U.., kendisinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Z.. B.. Ö... vekili, fazla ödemeye müvekkilinin yanlış bir beyanı ya da hilesinin neden olmadığını, bu nedenle müvekkilinden talepte bulunulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından R.. U.. aleyhine açılan davanın kesin hüküm hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafından Z.A.. B.. Ö.. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, sabit olan 3.016,68 TL alacağın temerrüt tarihi olan 23.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile Z.A..B.. Ö.."dan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin sabit olmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Z.. B.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosya kapsamından Sayıştay 4.Dairesinin 09.01.2010 tarih ve 725 sayılı İlamı ile, Akdeniz Üniversitesi Uzaktan Algılama Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından gerçekleştirilen "Ekoloji Planlama Projesi" ve "Tarım Bilgi Sisteminin Oluşturulması" projelerinden elde edilen brüt hasılattan %55 oranında yasal kesinti yapıldıktan sonra kalan kısmın katkı payı sahibi ilgililere dağıtılması gerekirken, ilgililere daha fazla miktarda katkı payı ödendiğinden bahisle 33.337,50 TL kamu zararı oluştuğunun tespit edildiği, tahsilsiz kalan 33.337,50 TL"nin harcama yetkilisi Başhekim Doç Drç O..E..ve Gerçekleştirme Görevlisi R.. U.."a ortaklaşa ve zincirleme ödettirilmesine karar verildiği, kararın O.. E..tarafından temyiz edildiği, R.. U.. tarafından temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, Sayıştay’ın mahkeme sayılıp sayılmadığı, verdiği kararların mahkeme kararı sayılıp sayılmayacağı ve kesin hüküm niteliğinde olup olmadığı hakkındadır.
Kural olarak Sayıştay; uyuşmazlıkları çözümle görevli bir yargı yeri değil, devlet harcamalarını denetlemek, hesap ve işlemlerini sonuçlandırmakla görevli anayasal bir kurumdur. HMK.nun 303.maddesinde düzenlenen kesin hüküm, muhakeme yetkisine haiz mahkemelerin verdikleri ve kesinleşmiş kararlar bakımından söz konusudur. Sayıştay"ın kararı mevcut davanın taraflarını bağlamaz. Taraflar iddia ve savunmalarını mahkeme huzuruna Sayıştay kararı ile bağlı olmaksızın, getireceği delillerle kanıtlayabileceklerinden eldeki davada bu deliller incelenmelidir. Kuşku yok ki bu incelemede Sayıştay kararında ortaya konan olgu ve bulgular da değerlendirilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2011 Tarih 2011/4-206 esas, 2011/461 karar sayılı kararında Sayıştay’ın işlevinin yargısal nitelikte olmadığı, hakimler tarafından yargı gücü kullanılarak yapılan bir uyuşmazlığın çözümü niteliğinde olmadığı, Sayıştay’ın yargı organı olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiştir.
O halde, mahkemece davalı R.. U.. açısından da işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davalı hakkında kesin hüküm varmışcasına, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.