Esas No: 2010/2050
Karar No: 2010/5887
Karar Tarihi: 04.03.2010
İşçi Alacağı - Yemin - Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/2050 Esas 2010/5887 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2010/2050 E., 2010/5887 K.
9. Hukuk Dairesi 2010/2050 E., 2010/5887 K.
- İŞÇİ ALACAĞI
- YEMİN
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 179 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 180 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 195 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 200 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 344 ]
"İçtihat Metni"
Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, davalı işyerinde odacı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem, ihbar, izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının çalıştığını iddia ettiği tarihleri kabul etmediğini, tüm hak ve tazminatlarının kendisine ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece kıdem, ihbar, hafta tatili ve genel tatil alacakları hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafça davacıya 04.07.1989-09.05.2005 tarihleri arasındaki çalışma karşılığında ihbar ve kıdem tazminatına karşılık olmak üzere 15847,67 Riyal ödeme yapıldığına ilişkin belge ibraz edilmiştir. Bu belge davacıya gösterilerek diyecekleri sorulmalıdır. Bunun sonucuna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkında bir karar verilmesi gerekirken ödeme belgesine değer verilmemesi hatalıdır.
3-Öte yandan davacı odacı olup, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalıştığına ilişkin tanık beyanı bulunmamaktadır. Davacı işçi, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamamıştır. Bu durumda davacının hafta tatili ve genel tatil çalışması bulunmadığı sabit iken, bu alacaklara hükmedilmesi hatalıdır.
4-Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğinde olup; uygulama ve öğretide iki başlık halinde ele alınmaktadır. Bunlardan birisi taraf yemini (kesin yemin), diğeri de re"sen yemin (hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin) dir.
Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 356. maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan "iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması" ve "iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Yine, aynı Kanun"un 195 ve devamı maddelerinde esasa cevap düzenlenmiş olup; davalının varsa karşı delillerini bildirmesi gereği, 200. maddede 179. ve 180. maddelere atıfla açıkça belirtilmiştir.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır (20.10.2008 gün ve 2007/29532 Esas, 2008/27966 Karar sayılı ilamı).
Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur.
İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda; davalı taraf davacıya izin alacağı hususunda yemin teklifinde bulunmuştur. Davacı tarafa yemin teklif edilerek bunun sonucuna göre izin alacağına hükmedilmesi gerekir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.