20. Hukuk Dairesi 2014/9370 E. , 2015/2318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 01/03/2011 havale tarihli dilekçesi ile, tapuda ... adına arsa vasfıyla kayıtlı ve üzerinde kısmen 2/B şerhi bulunan ........... ili, ......... ilçesi, ......... köyü, 425, 426 ve 427 parsel sayılı sırasıyla 7,02 m2, 72 m2 ve 72 m2 yüzölçümlü taşınmazların dava dilekçesi ekinde gösterilen koordinatlarla belirlenen alanlarının kesinleşen tahdit içinde kaldığı iddiasıyla tapu kayıtlarının iptaliyle taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, vaki müdahalenin önlenmesine ve üzerindeki yapıların kal’ine, taşınmazlar üzerindeki şerhlerin silinmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, Hazineye yönelik davanın husumet yönünden reddine, davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın kabulüne, fen bilirkişisi rapor ve krokisinde, 425 parselin (A) harfiyle işaretli 23,04 m2"lik bölümü, 426 parselin (A) harfiyle işaretli 25,69 m2"lik bölümü ve 427 parselin (A) harfiyle işaretli 28,36 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahalenin önlenmesi ve kal taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili ile müdahalenin önlenmesi ve kal ile taşınmaz üzerindeki şerhlerin silinmesine yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 02/02/1983 - 03/03/1983 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu ile 302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 02/12/2005 tarihinde yapılıp itiraz edilmeyen yerler yönünden kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
1) Davacı ... Yönetiminin davalı Hazine aleyhine açılan davanın, husumet nedeniyle reddine ve lehine vekâlet ücreti takdirine ilişkin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına göre, tapu kaydında dava konusu taşınmazın kısmen 2/B alanında kaldığına ilişkin şerh bulunsa da, davacı tarafından dava dilekçesinde, taşınmazın 2/B alanında kalan kısmına dava açılmayıp, orman sınırı içinde kalan kısmına dava açıldığından, dava dilekçesinde Hazineye husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bu nedenle, Hazine hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilerek, lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacı ... Yönetiminin müdahalenin men"i istemine yönelik temyiz itirazları bakımından;
Dava konusu taşınmazlar üzerinde, davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve bu tarihe kadar davalı tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma söz konusu olmadığından, mahkemece müdahalenin men"i talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
3) Davacı ... Yönetiminin tapusunun iptaline karar verilen kısımlar üzerindeki şerhler ve kal istemine yönelik temyiz itirazları bakımından;
-2-
2014/9370 - 2015/2318
Orman Yönetimi tarafından, orman kadastro sınırları içinde olan taşınmazların orman olarak Hazine adına tescili, üzerindeki yapıların kal"ine karar verilmesi ve şerhlerin terkini istemiyle dava açıldığı, ancak mahkemece kal talebinin reddine karar verildiği ve şerhlerin terkinine yönelik talep hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Kal kararı, niteliği itibari ile inşai bir karar olduğundan, etkisini gelecekte gösterecek yani geleceğe etkili olarak sonuçlar doğuracaktır. Bu açıdan, bina veya yapı sahibi davalının iyiniyeti veya kötüniyeti aranmayacağı gibi, davalının taşınmazı bir hakka dayalı olarak kullanmasının da hukuken bir önemi olmayacaktır.
Ormanlar üzerinde şerh bulunması ve yapıların inşası 6831 sayılı Kanunun 17. ve Anayasanın 169. maddesine aykırıdır. Çekişmeli 425 parselin (A) harfiyle işaretli 23,04 m2"lik bölümü, 426 parselin (A) harfiyle işaretli 25,69 m2"lik bölümü ve 427 parselin (A) harfiyle işaretli 28,36 m2"lik bölümünün orman tahdit hattı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine ve çekişmeli taşınmazlara ait dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarından taşınmazlar üzerinde şerh bulunduğu ve orman bilirkişi raporunda da taşınmazların üzerinde zeminde yol olduğu, beton ve mıcır ile kaplı olduğu bildirildiğine göre, mahkemece, taşınmazlarda bulunan yapıların kal"ine karar verilmesi gerekirken kal isteminin aksine düşüncelerle yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi ve devlet ormanları üzerinde kısıtlayıcı şerh bulunamayacağı göz önüne alınarak, taşınmazların orman olarak Hazine adına tesciline karar verilen bölümleri yönünden de, tapu kayıtlarındaki şerhlerin terkini talebine yönelik olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4) Davalı ... Belediyesinin tapu iptali ve tescil davasına yönelik, temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çekişmeli 425 parselin (A) harfiyle işaretli 23,04 m2"lik bölümü, 426 parselin (A) harfiyle işaretli 25,69 m2"lik bölümü ve 427 parselin (A) harfiyle işaretli 28,36 m2"lik bölümünün orman tahdit hattı içinde kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tapu iptali ve tescil davası yönünden hükmün onanması gerekmiştir.
Ayrıca, dahili davalılar ..., ..., .................... ve .............. hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ:1)Yukarıda birinci ve ikinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin tapusunun iptaline karar verilen kısımlar üzerindeki şerhler ve kal istemine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3) Dördüncü bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Belediyesinin tapu iptali ve tescil davası yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ... Belediyesinden onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 31/03/2015 günü oy çokluğu ile karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY YAZISI
Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca, mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar,
davalı tüzel kişi adına tapuda kayıtlıdır. Dava konusu taşınmazlar üzerinde, davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarrufta bulunulduğundan ve bu tarihe kadar davalı tarafından çekişmeli taşınmaza haksız bir elatma söz konusu olmadığından, müdahelenin men"i talebi ile birlikte mahkemece kal talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından kararın bu yöne ilişkin olarak onanması gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.