
Esas No: 2015/5618
Karar No: 2017/11075
Karar Tarihi: 28.11.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5618 Esas 2017/11075 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacı ... asıl davada; davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkilinin murisin babası olup destekten yoksun kaldığını, davalı ... şirketine 1.7.2009 tarihinde başvurulmasına rağmen cüzi miktar ödemeyi teklif ettiğinden kabul etmediklerini, müvekkilinin elem çektiğini beyanla, 5.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalılardan (davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan ve 1.7.2009 tarihinden itibaren reeskont faiziyle sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 7.359,13 TL’ye yükselterek ıslah tarihinden itibaren faiz talep etmiş, davacı ... vekili birleşen davada; davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın yaya murise kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkilinin murisin annesi olup destekten yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketine 1.7.2009 tarihinde başvurulmasına rağmen cüzi miktar ödemeyi teklif ettiğinden kabul etmediklerini, müvekkilinin elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın davalılardan (davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan ve 1.7.2009 tarihinden itibaren faizle sorumlu) tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 7.146,62.-TL’ye yükselterek ıslah tarihinden itibaren faiz talep etmiştir.Davalılar davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan asıl davanın kısmen kabulü ile, 7.359,13.-TL"nin (5.000,00.-TL"ye 17/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, 2.359,13.-TL"ye 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte), davalılardan müşreken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, 5.000,00.-TL manevi tazminatın 17/01/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlekte davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, açılan birleşen davanın kısmen kabulü ile, 7.146,62.-TL"nin 30/10/2014 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, 5.000,00.-TL manevi tazminatın davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, ıslah dilekçesinin davalı ... şirketine tebliğ edilmemesinde temyiz eden davacı ve diğer davalının hukuki yararının bulunmamasına göre, asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan birleşen davadaki maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, ıslah dilekçesinin davalı ... şirketine tebliğ edilmemesinde temyiz eden davacı ve diğer davalının hukuki yararının bulunmamasına göre, asıl davadaki maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak asıl-birleşen dava davacıları vekilinin sair ve asıl-birleşen dava davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
(1) Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nin kısmi dava başlıklı 109. maddesi ‘‘Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
(2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. (Bu fıkra 01/04/2015 tarihinde kabul edilen ve 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.’’ hükmünü içermektedir.Asıl dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı tutulmaksızın davacı ... için toplam 5.000 TL maddi tazminat talep edilmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebi 7.359,13 TL’ye yükseltilmiş, mahkemece ıslah dilekçesine göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de, asıl davada fazlaya dair haklar saklı tutulmadığından dava kısmi dava olarak açılmamış ve açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı da belirtilmemiş olmakla, davacının ıslah hakkı bulunmadığından dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat talebiyle bağlı kalınması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacıları vekilinin asıl davadaki harç ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan birleşen davadaki maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davadaki maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak asıl-birleşen dava davacıları vekilinin sair ve asıl dava davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davadaki maddi tazminata ilişkin hükmün asıl dava davalısı ... yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacıları vekilinin asıl davadaki harç ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan harcın temyiz eden asıl-birleşen dava davacılarından ve aşağıda dökümü yazılı 78,14 TL kalan harcın asıl-birleşen dava davalısı ..."dan alınmasına, 28/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.