16. Hukuk Dairesi 2015/5700 E. , 2016/8814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 197 ada 19 parsel sayılı 8.732,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satın alma, ifraz ve taksim nedeniyle .... adlarına iştiraken tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları; tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının 18/48 hisse yönünden iptali ve bu hissenin adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların dayandıkları tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığı, daha öncesinde aynı nedenle iki kez dava açılmasına karşın davaların takipsiz bırakıldığı ve o dosyalarda 1/2 ve 1/3 hissenin iptali istendiği halde eldeki dava dosyasında 18/48 payın istendiği, dolayısıyla talep sonuçlarının farklı olduğu, tapu kaydından başkaca da bir delile dayanmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme, uygulama ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Somut olayda, davacılar tapu kaydına, davalılar ise taksime dayanmışlardır. 23.9.2014 tarihli keşifte mahalli bilirkişi olarak beyanı alınan ..., rızai taksim sonucu taşınmazın davalı tarafa bırakıldığını duyduğunu, ancak ifraz ve taksimin 1941 yılında yapılması nedeni ile bu hususu bizzat bilmeyip, bunun duyumdan ibaret olduğunu; mahalli bilirkişi .... tarafından kadastro geçtiğinden beri 7-8 yıldır kullanıldığını evveliyatını bilmediğini, mahalli bilirkişi ..... taksimi bilmediğini fakat davalıların murislerini burayı ekerken gördüğünü; davacı tanığı ... dava konusu 18 parselin taksim edilmediğini; davalı tanığı ... ise rızai taksim olup olmadığını bilmediğini ancak bir sene davacılar murisi .... ile ..., bir sene ise davalının babası .... tarafından kullanıldığını bildiğini beyan etmişlerdir. Yine dosya arasında bulunan ve açılmamış sayılmasına karar verilen ve taraflarca delil olarak dayanılan 2006/3 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; o dosyada yapılan keşifte yine mahalli bilirkişi olarak beyanı alınan ....."in 20-25 sene evveline kadar çekişmeli 19 ve dava dışı 18 parsellerin davacılar murisi ile davalılar murisi arasında taksim edildiğini ve 19 parselin davalılar murisi ..."e düştüğünü belirttiği göz önüne alındığında bu mahalli bilirkişinin beyanları arasında çelişki oluştuğu halde bu çelişki yöntemince giderilmemiştir. Yine anılan dava dosyasında yapılan keşifte dinlenen tespit bilirkişi ...; 19 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisleri tarafından yarı yarıya paylaşıldığı halde kadastro geçerken davalılar murisinin kendi adına yazdırdığını beyan etmiştir. Beyanlar arasında çelişki bulunduğu halde bu çelişki yöntemince giderilmedği gibi; eldeki davada; davacılar tapu kaydına dayandıkları halde bu kayıt tüm tesis ve tedavülleri ile getirtilerek ve keşifte hazır bulunanlara okunarak hudutları sorulmamıştır. Fen bilirkişisince hazırlanan raporda tapu uygulaması yapıldığı ve anılan taşınmaza uymadığı şeklinde rapor verilmiş ise de tapuda okunan hudutlar hazır bulunanlara sorulmamış ve komşu parsel tutanakları ile varsa dayanak kayıtları dosya arasına getirtilmemiş ve dolayısıyla rapor bu şekilde denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacı dayanağı tapu kaydı tesisinden itibaren tedavülleri, oluşum belgeleri ve varsa haritası ile birlikte getirtilmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, önceki keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tapu kaydı okunup kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmeli ve teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup, yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanıkla kanıtlama imkanı sağlanmalı ve tapu kayıdının kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, komşu parsel dayanaklarının dava konusu taşınmazı ne okuduğu üzerinde durulmalı; taşınmazın kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı, kimden ne surette intikal ettiği, davacı ve davalılar murisleri tarafından davalıların iddia ettiği gibi yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise kime nerenin düştüğü hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki doğması durumunda gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların kapsamını belirten, keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.