Esas No: 2021/18648
Karar No: 2022/4003
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18648 Esas 2022/4003 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/18648 E. , 2022/4003 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Eskişehir 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas, 2018/759 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 24/03/2017 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 08/05/2017 tarihli ve 2017/15478 soruşturma, 2017/300 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın şüpheliye 16/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden infazı için 08/06/2017 tarihinde Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/06/2017 tarihli ve 2017/744 DS sayılı çağrı yazısının 06/07/2017 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 13/07/2017 tarihinde Genel Yükümlü Bilgilendirme Formu ve Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu imzalatılarak Rehberlik ve İyileştirme Program Takvimi hazırlandığı, 03/08/2017 tarihli 2.vaka sorumlusu ve 1.bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının şüpheliye 25/08/2017 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 21/05/2018 tarihli grup/seminer çalışmasına ve aynı tarihli 11.vaka sorumlusu görüşmesine katılmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 25/05/2018 tarihinde Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 21/07/2018 tarihli, 2017/15478 soruşturma,2018/7258 esas ve 2018/5806 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Eskişehir 2.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4-Eskişehir 2.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas,2018/759 sayılı kararı ile; “ceza verilmesine yer olmadığına, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/300 karar sayılı denetimli serbestlik tedbiri kararının infazının devamına” karar verildiği, kararın 19/09/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/05/2017 tarihli ve 2017/15478 soruşturma, 2017/300 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın denetim ihlallerini kasti olarak yapmadığı nedeniyle kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas, 2018/759 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
5271 sayılı Kanun'un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, "(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır." ve aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, "(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, somut olayda, 13/07/2017 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların şüpheliye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, şüphelinin 03/08/2017 tarihinde vaka sorumlusu ile görüşmeye katılmadığının bildirilmesi üzerine, denetim planına uymadığından bahisle Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce düzenlenen 24/08/2017 tarihli ve 2017/2917 İİDK sayılı uyarı kararının 25/08/2017 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, uyarı müzekkeresinde bir sonraki ihlalde tekrar uyarı yapılmayarak dosyanın kapatılacağının şüpheliye bildirilmesine rağmen şüphelinin belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 21/05/2018 tarihindeki vaka sorumlusu görüşmesine katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğinin anlaşılması karşısında, şüphelinin denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde,
Kabule göre de,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesinde yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme karşısında, anılan Mahkemenin denetimli serbestlik tedbiri ihlalinin kasıtlı olmadığından bahisle sanık hakkında kamu davası açılamayacağı kabulü ile kovuşturma şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması halinde, sanık hakkında durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas, 2018/759 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 24/03/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2017 tarihli ve 2017/15478 soruşturma, 2017/300 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas, 2018/759 sayılı kararı ile, sanığın denetimi kasti olarak ihlal etmediği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anlaşılmıştır.
1-Şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden ve kesinleşmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz ... bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği,
2-5237 sayılı TCK’nın 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında;
Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/06/2017 tarihli ve 2017/744 DS sayılı çağrı yazısının 06/07/2017 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği,şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 13/07/2017 tarihinde Genel Yükümlü Bilgilendirme Formu ve Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu imzalatılarak Rehberlik ve İyileştirme Program Takvimi hazırlandığı, 03/08/2017 tarihli 2.vaka sorumlusu ve 1.bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının şüpheliye 25/08/2017 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edildiği, uyarılmasından sonra 21/05/2018 tarihli grup/seminer çalışmasına ve aynı tarihli 11.vaka sorumlusu görüşmesine katılmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiği, dosya arasındaki denetim planının incelenmesinden, şüphelinin uyarılmasından sonra 03/10/2017, 17/10/2017, 31/10/2017, 14/11/2017, 28/11/2017, 12/12/2017, 26/12/2017, 09/01/2018, 23/01/2018, 06/02/2018, 26/03/2018 ve 30/04/2018, tarihli görüşme ve seminerlerine katıldığının anlaşıldığı, sanığın uyarılmasını takiben müdürlüğe başvurarak 12 ayrı tarihteki yükümlülüklerini yerine getirmesinden sonra 21/05/2018 tarihinde yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması karşısında; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa ısrar uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı veya yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu takdirde sanığın denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilebileceği anlaşıldığından, kovuşturma şartı olan “ısrar şartının” gerçekleşmemesi nedeniyle mahkemece durma kararı verilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle , kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki “kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi” gerektiğine ilişkin bozma isteminin yerinde olmadığı,
3- Eskişehir 2.Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın ısrar iradesinin bulunmadığı gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesinde yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme karşısında,
Mahkemesince açılan kamu davası hakkında, ısrar iradesinin gerçekleşmediği gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilemeyeceği, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilmesi gerektiği, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanık hakkında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğine ilişkin şekil şartı yerine getirilmediği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi halinde aynı suçtan tekrar kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği, ayrıca, dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması ve davanın esasını çözen ceza verilmesine yer olmadığı kararıyla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilerek hükmün karıştırılması da kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek kanun yararına bozma isteminin kısmen değişik gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz ... bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak infazın sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2018/692 esas, 2018/759 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.