20. Hukuk Dairesi 2014/9477 E. , 2015/2387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi, davalılar ... ile Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 1965 yılında yapılan tapulama sırasında mera niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline kaydedilen ...144 ve 199 parsel sayılı sırasıyla 129050 m² ve 1590 m² yüzölçümündeki taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla orman niteliğiyle Hazine adına teciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin birleştirilen 2007/117 sayılı dosyasında davacı gerçek kişiler çekişmeli taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemece, gerçek kişiler tarafından açılan davanın reddine, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,,, ... ve ... tarafından düzenlenen 08/07/2012 tarihli rapor ve ,,tarafından düzenlenen 14/11/2012 tarihli raporlar doğrultusunda rapora ekli koordinatlı krokilerde (R), (S), (V), (B1) yol, (C1) ve 6 nolu alan olarak gösterilen 777,35 m2"lik alanların toplamı 26155,86 m2"lik alanın ... İli, ... İlçesi .. Köyünde bulunan 144 nolu parselden ifrazı ile ayrı parsel numarası verilerek orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 144 parselden ifrazından sora kalan kısımlara da ayrı ayrı parsel numaraları verilmek suretiyle davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, Bafracalı Köyünde bulunan 199 parsel nolu taşınmazın tamamının orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi, davalılar ... ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 4342 sayılı Kanuna göre yapılan mera tahsis kararının iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazlar 1965 yılında yapılan tapulamada mera niteliğiyle sınırlandırılmış olup sonuçları 15/10/2002 ilâ 15/11/2002 tarihleri arasında ilan edilen 4342 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışma sırasında Bafracalı Köyüne tahsis edilmiştir.
Dava tarihinde çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi raporlarında çekişmeli 144 parselin (A), (1), (2), (F), (H), (K), (6), (N), (R), (V), (B1 YOL) ve (C1) bölümleri ile 199 parselin tamamının orman sayılan yerlerden olduğu, 144 parselin (G), (L), (5), (M), (P), (S), (T), (B2YOL) ve (C2), bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece .. bilirkişi raporuna aykırı olarak 199 parselin tamamını ile 144 parselin ise sadece (R), (S), (V), (B1Yol), (C1) ve 6 ile gösterilen bölümlerinin orman niteliğiyle .. adına tesciline karar verildiği, orman sayılan yerlerden olduğu belirtilen (A), (1), (2), (F), (H), (K) ve (N) bölümlerinin orman niteliğiyle tesciline karar verilmediği gibi orman olmadığı belirtilen (S) harfiyle işaretli bölümün ise orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü hakim tarafından bilinemeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir halin varlığı kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesine uygun olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmış, daha sonra kısmen rapora itibar edilmeden ve edilmeme gerekçesi karar yerinde değerlendirilip, tartışılmadan sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Oysa, 6100 sayılı HMK’nın 282. maddesinde belirtilen bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi bağlamayacağı hükmü, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HMK"nın 281. md.) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlığın çözümü de bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.
Bu durumda mahkemece, bilirkişi incelemesinin yeterli görülmemesi halinde tarafların bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek ek rapor alınması ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmekte iken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca, çekişmeli taşınmazlar 1965 yılında yapılan tapulamada mera niteliğiyle sınırlandırılmış ve özel siline yazılmış olmalarına rağmen hüküm yerinde çekişmeli taşınmazların özel sicildeki mera kayıtları iptal edilmeden tescil kararı verilerek mükerrer kayıt oluşturulmuş olması yanında orman niteliğiyle tesciline karar verilen bölümlerin ve 144 parselin geriye kalan bölümünün yüzölçümünün gösterilmemiş olması da doğru değildir.
Bunlardan ayrı; 4342 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmü uyarınca, mera, yaylak ve kışlakları tespit, tahdit ve tahsis işlemleri .. Bakanlığınca yapılır. Bu amaçla da, Kanunun öngördüğü özellikleri taşıyan 8 kişiden oluşan bir komisyon kurulur. Az önce söylendiği üzere, bu komisyonun görevi mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsis işlemlerini yapmaktır. Dolayısıyla, mera uyuşmazlıklarında husumet, yararına tahsis işlemi yapılan köy veya köyler ile Belediyelere düşer. Kısaca, mera komisyonlarına, .. Bakanlığına uygulamadan dolayı husumet düşmeyeceğinden,.. Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekirken bu davalı yönünden de yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi, davalılar ... ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 01/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.