3. Hukuk Dairesi 2014/6115 E. , 2014/13628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2012/1435-2013/861
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 23/10/2011 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının Haziran ayında müşterek ikametgahı terk ettiğini, o tarihten itibaren eve ve çocuğa bakmadığını, davacının çalıştığı işyerinden 15/10/2012 tarihinde 4 ay süreyle ücretsiz izne ayrıldığını, davalının doğum öncesi davacıyı yüzüstü bırakarak gittiğini, hiçbir maddi, manevi destekte bulunmadığını, davacının aylık 1.100 TL kira geliri dışında başkaca bir geliri bulunmadığını, davalının yıllardır mali müşavirlik yaptığını, 3 adet gayrimenkulü olduğunu, bir adet aracının bulunduğunu, aylık gelirinin 20.000 TL olduğunu, bankalarda yaklaşık 500.000 TL mevduatının olduğunu, davacının halen tek başına bebeğe baktığını, evlilik birliğinde görevlerini yerine getirmeyen davalıdan davacı için aylık 5.000 TL, küçük çocuk için ayda 2.000 TL tedbir nafakası talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının evi terk etmediğini, davacının davranışlarından dolayı evden uzaklaşmak zorunda kaldığını, davacının evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, davalı eşini fazlasıyla ihmal ettiğini, davacının evlilik birliği içinde evin temizlik, yemek, çamaşır gibi olağan ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, davalının rahatsızlığı döneminde ekonomik sıkıntıya girdiğini ve evin hizmetçisinin gönderilmesini davacıya teklif ettiğini, ancak davacının buna çok sert karşı çıktığını, davalının evlilik birliğinin gerektirdiği saygı ve sevgiyi davacıdan göremediğini, en son davacının davalının kıyafetlerini ve çamaşırlarını torbalara doldurarak kapı dışına bıraktığını, davalının gelirinin iddia edildiği gibi olmadığını, 5.000 TL-6.000 TL arasında değiştiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı için aylık 5.000 TL, küçük çocuk için aylık 2.000 TL tedbir nafakası istemine ilişkindir.
Mahkemece, tarafların ekonomik durumlarının iyi ve birbirlerine eşit derecede yakın olduğu gerekçesiyle davacının talep etmiş olduğu tedbir nafakası talebinin reddine, tarafların ortak çocuğu için ise çocuğun davacı anne yanında kaldığı ve çocuk bakım ve ihtiyaçların anne ve babanın her ikisinin de katkıda bulunması gerektiği gerekçesiyle çocuk için 1.000 TL nafakaya hükmedilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
TMK"nun 197.maddesi gereği ayrı yaşamakta haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir.
Ayrıca, TMK.nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1).
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1).
Nafaka takdir edilirken, tarafların ekonomik, sosyal ve mali durumları, davacı ve çocuğun ihtiyaçları ile davalı kocanın geliri ile orantılı olmak kaydı ile birlikte yaşadıkları zamanda sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşam halinde de sağlayacak oranda olması gözönünde bulundurulmalıdır.
Buna göre; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, özellikle davacı ve davalının gelir durumu dikkate alındığında davacı lehine hakkaniyete uygun nafakaya hükmedilmelidir. Nafakaya hükmedilen çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde ise çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarı fazla bulunmuş olup, daha az bir nafakaya karar verilmelidir.
Mahkemece; yukarıda anılan yasal hükümler çerçevesinde, davacı tarafın geçimi ve müşterek çocukla birlikte ihtiyaçları için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı lehine de uygun bir nafakaya, çocuk için ise daha az nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.