21. Hukuk Dairesi 2015/4151 E. , 2015/18806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davaların takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına, 142.510,05TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan... ile ...den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince duruşmalı, davalılardan ... Müdürlüğü vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/10/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalılardan...vekili Avukat ... ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri Avukat ... geldiler. Diğer davalı ve ihbar olunan adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
KARAR
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı H.M.K."nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (... Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
.../...
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün H.M.K.’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğundan gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
Öte yandan 6100 sayılı H.M.K."nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla temyize ilişkin hükümleri uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K.’nın 433.maddesinin 2.fıkrasına göre İş Mahkemesinde katılma yoluyla temyiz mümkün olup gerekçeli temyiz dilekçesinin (veya sunulmadığı takdirde kısa temyiz dilekçesinin) kararı temyiz etmeyen karşı tarafa tebliği zorunludur. Taraflar, temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde temyiz talebinde bulunabilirler.
Ne var ki, davanın tümden kabulü veya tümden reddi halinde karar yararına olan ve bu nedenle ilke olarak kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığı kabul edilen taraf, gerekçeli karar tebliğine rağmen kararı temyiz etmediği takdirde temyiz dilekçesinin bu tarafa tebliğine gerek yoktur.
Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş ve taraflar temyiz haklarını kullanmışlarsa; temyiz dilekçesinin diğer tarafa tebliğine veya katılma yoluyla temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek yoktur.
Dosya kapsamından ise, işbu davaya sonradan dahil edilen davacılar ..., ..., Nejdet Arslan, ..., ..., ... ve ..."e 25.11.2014 tarihli kararın tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
SONUÇ:Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 25.11.2014 tarihli kararın davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e H.U.M.K."nın 433. maddesi gereğince yöntemince tebliğ edilerek yasada öngörülen süre geçtikten sonra ve gerektiğinde H.U.M.K."nın 432. maddesindeki prosedür işletilerek Dairemize gere gönderilmesi için dosyanın mahalline mahalline geri çevrilmesine, 20.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.