3. Hukuk Dairesi 2014/9436 E. , 2014/13808 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FETHİYE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2011/540-2013/466
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.Z.. C.. K..ı geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 1994 yılında harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Fethiye ... Beldesi ... mevkiinde kayıtlı 7 ada 10 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 500 m2 taşınmazı davalıdan 100.000.000 TL bedel ile satın aldığını ve bedelini ödediğini, müvekkilinin taşınmazın zilyetliğini alıp üzerine 2 katlı taban alanı 130 m2 bina inşaa ederek oturmaya başladığını, sözleşmeye göre davalının tapuyu devredecek aksi takdirde 30.000.000 TL tazminat ödeyeceğini, davalının tapu devrine yanaşmadığı için müvekkilince tapu iptal tescil davası açıldığını ancak Fethiye 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/38 E.-2008/464 K.sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini belirterek, öncelikle gayrimenkul değerinin davalıdan tahsiline mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin ödediği bedelin güncellenmiş değerinin tahsiline, bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacak alacaklarına dair fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL"nin tahsiline ve alacaklarına faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 14.06.2012 tarihli duruşmada alman imzalı beyanında; dava konusu yeri ablasından aldığını, ablasından alır almaz davacıya verdiğini davacının evini yaptığını tapusunu aldığını ve şu anda orada oturduğunu beyan etmiş, 15.02.2013 tarihli yazılı beyanında da davaya dayanak harici satış sözleşmesinde alım satımı yapılan taşınmaz ile imar uygulaması sonucu oluşan 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazın aynı taşınmaz olduğunu, davacının evi, raporlarda yer alan değerlerin tamamının 290 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde olduğunu, taşınmazın tapusunun 25.05.2011 tarihinde,aynı taşınmazı daha evvel kendisine haricen satan ve dava konusu harici sözleşmeye muvafakat eden Behiye İnce tarafından, davacıya harici sözleşme gereğince tapu devir borcunun ifası amacıyla bedelsiz devredildiğini, davacının tapu devrinin hemen akabinde 15.09.2011 tarihinde bu davayı açtığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; "...dava konusu taşınmazla ilgili Fethiye 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2008 tarih ve 2005/38 esas 2008/464 karar sayılı kararı ile davacının davası reddedilmiş, davacı bu sefer harici satış sözleşmesindeki satıcı B.. K.."a yönelik bu alacak davasını açmışsa da davacının dava konusu parselde halihazırda 27/56 oranında hissesi olduğu, 25.05.2011 talihinde dayandığı harici satış sözleşmesi ile aldığı yerin tapusunu üzerine aldığı, hayatın olağan akışı gereği bu intikalin bedeli daha önceden ödenen ve davacı ile davalı arasında yapılan harici sözleşme ile, bu harici sözleşmeden önceki tarihli davalı ile dava dışı Behiye İnce arasındaki harici sözleşmedeki edimlerin yerine getirildiği anlaşıldığı..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada yer alan Fethiye 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/38 E.sayılı dosyasının incelenmesınde; davacı S.. Ç.. tarafından 31.08.2005 tarihinde davalılar Behiye İnce Celal İnce ve İ.. A.. aleyhine tapu iptal ve tescil istemi ile dava açıldığı, yargılama sırasında getirtilen tapu kaydına göre dava konusu 290 ada 6 parselde davalı Behiye"nin 14/56 pay, davalı Celal"in 3/56 pay ve davalı İsmet"in 39/56 pay ile paylı mülkiyet hükümlerine göre malik oldukları mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 19.11.2008 tarihli ilam ile davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça ilamın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 30.11.2010 tarih 2010/12435-13111 E.K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, davacının karar düzeltme talebinin Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 28.03.2011 tarih ve 2011/3307-3962 E.K.sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, bu itibarla hükmün 28.03.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu edilen ...04.1994 tarihli "Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesidir" başlıklı sözleşmenin incelemesinde; davalı B.. K.."un B.. İ.. ve varisleri ile yapmış olduğu 17.01.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı 500 m2"lik yeri davacı Selahattin"e 100.000.000 TL (100 TL) bedelle sattığı, satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiği, bu haliyle TMK.nun 706, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanununun 26., Noterlik Kanununun 60.maddeleri gereğince tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı; davalının yukarıda açıklanan satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimim yerine getirmediğim, bu nedenle açmış olduğu tapu iptal tescil davasının da reddedildiğini ileri sürerek; öncelikle gayrımenkulün değerinin, olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesi uyarınca ödenilen bedelin güncellenmiş değerinin tahsilini talep etmektedir.
Yargılama sırasında getirilen tapu kaydı ile davacının dava konusu taşınmazda 25.05.2011 tarihinde gerçekleştirilen satış işlemine istinaden 27/56 payın maliki olduğu anlaşılmakta olup, davacı vekili 14.06.2012 tarihli duruşmada tapu devrinin davalı tarafından yapılmadığını bildirmiştir. Yine temyiz aşamasında davacı tarafça sunulan tapu senedinin incelenmesinde; taşınmazda 39/56 payın maliki olan, dava dışı İ.. A.."un 25.05.2011 tarihinde bu payının 27/56"sını davacı S.. Ç.."ya 12/56 payını ise dava dışı F.. A.."a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu taşınmazın, dava tarihi ve hali hazırdaki mülkiyet durumunu gösterir tapu kaydı celbedilerek incelenmeli ve tarafların da kabulünde olduğu gibi davacı 3.kişiden satış suretiyle pay devralmış ise, aksi kanıtlanmadığından bu pay devri nedeniyle davalının edimini yerine getirmediği kabul edilerek, taraflarca imzalanan geçersiz sözleşmenin, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağı, bu durumda tarafların veridiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebileceği gözetilmeli ve denkleştirici adalet ilkesi uygulanarak, davacı tarafından ödenilen satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle ulaşacağı alım gücünün; çeşitli etkenlerin (azalan alım gücü, enflasyon, fiyat endeksleri, altın ve döviz kurları, memur maaş ücretleri ile faiz oranlarındaki artışlar vs. gibi) ortalamaları alınmak suretiyle uzman bilirkişi marifetiyle belirlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönler üzerinde durulmaksızın, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.