3. Hukuk Dairesi 2014/9689 E. , 2014/13811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/690-2014/142
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı Z.. B.. vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde taraflar ve veklleri gelmediler.Evrak üzerinde inceleme yapılarak işin karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; üst katında kız kardeşinin oturduğu dairenin satılık ilanını görünce belirtilen emlak bürosuna gittiğini ve sözkonusu daireyi pazarlık sonucu davalı İ.H.. K...nın hazırladığı belgelerle 1.450.000.000 TL"ye 10.09.1996 tarihinde satın aldığını; ancak, 4 yıl sonra, taşınmaz maliki A.. B.."un kendisi aleyhinde tapu iptali ve tescil davası açtığını; haricen yaptığı araştırmada davalılardan P.. T.."in Kartal ....Noterliğine giderek, A.. B..diye sahte vekalet çıkarttığını öğrendiğini; Kartal ...Noteri davalı Z.. B.."in de sahte vekaletin düzenlenmesinde gerekli ihtimamı ve itinayı göstermediğinden sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 40.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Z.. B.. ve İ.. K.. vekilleri dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı Pervin ise, duruşmalara gelmemiş, yargılama yokluğunda yapılmıştır.
Mahkemece; 23.02.2009 tarih ve 2004/114 E. 2009/62 K. sayılı karar ile “...Kartal Noterliğince düzenlenen işleme konu vekaletname bilahare İzmir 16.Noterliğinin 21186 yevmiye nolu tasdik belgesi ile tasdik edilmiş olup, asıl vekaletnamedeki resim ile tasdikli suretindeki resmin farklı olması ve işlemin bu tasdikli suret ile yapılmış olması karşısında Kartal Noteri Z.. B.."in olayla illiyet bağı kesilmiş olup, bu sebepten kendisine sorumluluk yüklenemez. İ.H.. K.. yönünden ise, bu şahıs sadece aracılık yapmış olup ... sorumluluk yüklenemez, davalı P.. T.. ise, aldatıcı hareketlerle davacıyı dolandıran kişi olması sebebiyle yapılan işlemden sorumludur, gerekçesiyle” davalı P.. T.. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 29.01.2013 tarih ve 2012/18267 E. 2013/1297 K. sayılı ilamı ile ""Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak...davalı Noter, düzenlediği vekaletnamede kullanılan nüfus kimlik belgesinin iğfal kabiliyeti bulunduğunu da ispat etmiş değildir. Davalı Noterin düzenlediği bu sahte vekalete dayalı olarak İzmir ....Noteri işlem yapmıştır. O halde, davacının zararı ile davalının eylemi arasında illiyet bağı mevcut olup, davalının sorumluluğu yoluna gidilmelidir.Mahkemece, yanılgılı değelendirme sonucu yazılı şekilde davalı Noter hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş..."" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; Dairemizin yukarıda anılan bozma ilamı doğrultusunda, davalılar Z.. B.. ve P.. T.. yönünden açılan davanın kabulü ile, 40.000 TL.nin 26.02.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Z.. B.. ve P.. T.."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı İ.. K.. yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Z.. B.. vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dairemizde yapılan duruşmaya taraf vekilleri gelmemişler, davalı Z.. B.. vekili Dairemize göndermiş olduğu 21.10.2014 tarihli dilekçe ile davalı Z.. B.."in dosya temyiz edildikten sonra öldüğünü, Z.. B.."in taraf sıfatının kalmadığını, mirasçılarının da mirası Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile reddettiklerini bildirmiş ve Kozan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/448-569 E.K. sayılı miras red kararı suretini ibraz etmiştir.
""Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur(MK m.28.I) Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir.
...Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz.Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı(veya mirasçılar tarafından) devam edilir.Mirasçıları da ilgilendiren davalar, ölen tarafın mirasçılarına karşı geçen alacakları, hakları veya mallarına (MK m.599)ilişkin davalardır.Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır.
Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler:
...Ölen taraf davalı ise, davacı, davayı davalının mirasçılarının hepsine karşı birlikte devam ettirebilir.( (Prof. Dr.Baki Kuru-Prof Dr. Ramazan Arslan-Prof. Dr. Ejder Yılmaz Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı değiştirilmiş 21. Baskı sh.241)""
Bir kişinin belli bir davada davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def`i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re`sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur. ( Hukuk Genel Kurulu`nun 25.3.1953 gün 4/147 E. 35 K., 04.11.1998 gün 6-758 E. 794 K. sayılı kararı ).
Buna göre, her ne kadar Dairemizin 29.01.2013 tarih ve 2012/18267 E. 2013/1297 K. sayılı bozma ilamı doğrultusunda temyize konu hüküm tesis edilmiş ise de; davalı Z.. B.."in temyiz aşamasında öldüğü ve mirasçılarının mirası reddettiklerine dair Kozan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/448-569 E.K. sayılı kararı temyiz incelemesi sırasında Dairemize ibraz edildiğinden, mahkemece; yukarıda açıklanan hukuki olgular yani mirasın reddi hükümleri çerçevesinde, davalı Zekeriya mirasçılarının mirası red kararı hakkında araştırma yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla, hükmün sadece bu nedenle davalı Z.. B.. yönünden bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10 .2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.