3. Hukuk Dairesi 2014/9709 E. , 2014/13812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2011/433-2013/297
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı S.. Ö.. vd. vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av. A.. O.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalılardan F.. Ç.."ın müvekkili şirkette muhasebe ve finansman yetkilisi olarak çalışmakta iken şirketin banka hesabından internet bankacılığı kullanılarak, diğer davalılar S.. Ö.. ve O.. Ö.."ın banka hesaplarına usulsüz olarak 4.630.000 TL aktardığını, davalıların sözkonusu usulsüzlüğü gizlemek için sahte muhasebe kaydı oluşturduklarını, bu şekilde müvekkili şirketin usulsüz para transferini öğrenmesini engellediklerini, davalıların hukuka aykırı işlemleri ile müvekkili şirketin banka hesabından kendi hesaplarına para transfer ederek haksız menfaat temin ettiklerini, davalılardan F.. Ç.. tarafından muhtelif tarihlerde muhtelif miktardaki paraların önce davalı S.. Ö.."ın buradan da diğer davalı O.. Ö.."ın hesabına aktarıldığını, davalılar ile müvekkili şirket arasında bugüne kadar herhangi bir ticari ilişki olmadığı gibi, S.. Ö.. ve O.. Ö.."ın müvekkili şirket tarafından tanınmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 4.630.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar S.. Ö.. vd. vekili dilekçesinde; S.. Ö.."ın 104402 nolu iddia bayii olduğu, davacı şirkette çalışan F.. Ç.."ın şirket hesaplarında usulsüzlükler yaparak bahis oynamasından ve akabinde mahkemece tedbir kararı verilmesinden dolayı müvekkillerinin mağdur olduğunu, müvekkillerinin sadece F.. Ç.. tarafından oynanan bahislere aracı olarak işlem yaptığını, O.. Ö.."ın iddia bayiinde çalışan bir işçi olduğunu, F.. Ç.."ın S.. Ö.."a ait iddia bayiinde bahis oynadığını, müvekkilleri ile herhangi bir temel bağının olmadığını, öte yandan davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne uymadığını, bu çerçevede davacı şirketin 4 yıl boyunca hesaplarında transferleri incelememesinin imkansız olduğunu, bu nedenle davacının F.. Ç.."ın bahis oyunlarından haberdar olduğu halde F.. Ç.. ile arasında çıkan uyuşmazlıklar nedeniyle şirket hesabından çıkan paranın müvekkillerinden tahsil etmeye çalıştığını, F.. Ç.."ın son oynadığı kuponlar nedeniyle borçlu olduğunu, ayrıca sadece müvekkillerinden değil internet bahis sitelerinden de bahis oynadığını, S.. Ö.."a ait bayide bahis oynarken zaman zaman banka yoluyla para transferi yaptığını, bahis haricinde kalan paranın kendi hesabına transferini istediğini, bu çerçevede F.. Ç.. tarafından müvekkillerine zaman zaman para transferleri yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı F.. Ç.. yargılamaya katılmamış ve davaya bir cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 4.630.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı S.. Ö.. vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalılardan F.. Ç.."ın davacı şirkette sigortalı işçi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple 4857 sayılı Yasanın 1.maddesi gereğince işçi işveren arasındaki dava sebebiyle iş mahkemesi görevlidir. Aynı yasanın 4. maddesindeki istisnaların da bulunmadığı anlaşılmakla 5521 sayılı Yasanın 1.maddesi gereğince davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Davacı ile diğer davalılar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmaması mahkemenin görevine etkili değildir. Bu nedenle, davalılar S.. Ö.. ve diğerleri hakkında birlikte açılan davanın da özel mahkeme niteliğindeki iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Zira, ""...İhtiyari dava arkadaşlığı durumunda, davalılardan biri hakkındaki dava genel mahkemenin, diğeri hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa, özel nitelikteki mahkemede davanın görülmesi gereklidir."" (HGK 03.02.2010 tarih 2010/21-36 E. 2010/67 K.)
Mahkemece, bu husus gözetilerek, davalılar hakkındaki dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olarak görülmüş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.