3. Hukuk Dairesi 2014/9354 E. , 2014/13815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 16.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2011/389-2013/357
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.M.. N.. G.. geldi. Temyiz eden davalı vekili Av.H.. Ç.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının müvekkili lehine intifalı Edirne ili ... İlçesi ...i Mah. 94 ada 29 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu işlettiğini, Rekabet Kurulu"nun kararlarına göre, taraflar arasındaki intifa sözleşmesinin 18.09.2010 tarihine kadar Rekabet Kurumu"nun 2002/2 Sayılı Tebliğ"inde yer alan muafiyetten yararlanabildiğini ve bu tarihten sonra intifanın geçersiz hale geldiği, oysa müvekkili şirketin intifa sözleşmesinin 15.05.2015 tarihine kadar devam edeceği inancıyla davalıya 152.283,70 TL intifa ivazı ödemesi yaptığını, bu itibarla müvekkili şirketin intifa süresinin tamamını nazara alarak davalıya peşinen ödediği intifa ivazının, geçersiz ve müvekkil şirket tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen 64.408,76 TL kısmının (ana para) davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin (ana paranın) dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 107.421,29 TL"nin, dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının intifa bedelinin iadesine ilişkin isteminin kısmen kabulü ile 64.408,76 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; davacının semereler ve sabit yatırım bedellerine ilişkin istemin reddine şeklinde hüküm kurulmuş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacının yapmış olduğu sabit yatırım bedellerine ilişkin temyiz itirazları yönünden;
BK.101/1. (6098 Sayılı TBK. nun 117/1).maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Öte yandan, HUMK 275.maddesi( yeni HMK 266.) hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda temyize konu uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen bayilik ve intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı uyarınca normal süresinden önce sona ermesi nedeni ile sözleşmenin normal süresi içinde biteceği inancıyla yapılan sabit yatırım bedellerinin sözleşmenin geçersiz kalan süresine tekabül eden kısmından dolayı davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkisinde haklı bir sebep olmaksızın başka bir şahıs aleyhine zenginleşen kimsenin malvarlığında meydana gelen artışın aynen veya nakden iadesi söz konusudur. Her borç ilişkisinde olduğu gibi sebepsiz zenginleşmede de bir borçlu ve bir alacaklı vardır. Sebepsiz zenginleşme ilişkisinin borçlusu, malvarlığı haklı bir sebep olmaksızın başkası aleyhine artan (zenginleşen) kişidir. Bu bağlamda; taraflar arasındaki ilişkinin Rekabet Kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce 18.09.2010 tarihinde sona ermesi nedeniyle, davalının, davacı tarafından anlaşma sürelerine güvenerek peşin sağlanan sabit yatırım bedellerinin, davacı tarafından kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen kısmını iade etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının petrol istasyonundaki sabit yatırım bedelleri konusunda uzman bilirkişiye verilerek, taraflar arasındaki dikey antlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süreden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, sabit yatırımların sözleşmenin sona erme tarihine kadar olan amortismanlar da gözönüne alınarak davacı şirket tarafından kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen bedelleri konusunda bilirkişi raporu alınarak sonucu dairesinde değerlendirme yapılması, davalı için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı da araştırılıp faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.