19. Hukuk Dairesi 2018/3900 E. , 2019/3115 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen borç tasfiye ve ödeme protokolü gereği kefil ve müteselsil borçlu sıfatıyla ...’ nın, müvekkile ... 11. İcra Dairesi 2011/11710 esas sayılı dosyada borçlu ..." nın borcunun ödenmesi hususunda yapılan akitle şahsen de taahhütte bulunup borcun garantörü ve kefili olduğunu, ayrıca aynı sözleşmede vekaletname ile temsil ettiği asıl borçlu ... adına da vekaleten borç ödeme taahhüdünde bulunduğunu, buna rağmen ne asıl borçlu ... nede bu borcun kefili müteselsil borçlusu, garantörü olan ... borca ilişkin taahhütlerini yerine getirdiklerini, borcun ödenmemesi üzerine ... 3. Icra dairesi 2014/12582 esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ...’nın borcu ödediğini ileri sürerek takibe itiraz ettiğini, ödediğini iddia ettiği ve delil olarak sunduğu belgenin 10/08/2011 tarihli 21.681,08 TL bedelli fatura olduğunu, ancak taraflar arasında imzalanan garantörlük kefalet sözleşmesi tarihinin 28/12/2011 olduğunu, bu sözleşme imzalanırken önceki yapılan ödeme düşüldükten sonra imzalanan bir protokol olduğunu, halen borcun ödemediğini iddia ederek icra takibine yapılan itirazın iptali, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., kardeşleri ile birlikte işlettiği su dükkanına davacı şirketten su temin ettiğini, davacıya bayilik yaptıklarını, 2011 yılında davacıyı temsilen davacı şirketin bölge müdürünün dükkanlarına geldiğini, karşılıklı mutabakat çerçevesinde sözleşmeyi feshettiklerini, bu şahıstan cari hesap ekstresi aldıklarını, mahkemeye de sundukları bu ekstre de borçlu olmadıklarının görüldüğünü, daha sonra aleyhlerinde icra takibi yapıldığını, şirket ile yaptıkları görüşmelerde kendilerine birşey olmayacağını, icra takibini dikkate almamalarının söylendiğini, daha sonra dükkanlarında kullandıkları, su aracına icra dairesi tarafından yakalama konulduğunu, işlerinin durma noktasına geldiğini, davacı vekilinin "" icra dosyasına itiraz etseydiniz, ben bu parayı çatır çatır alırım"" diye beyanda bulunduğunu, bunun üzerine işlerini devam ettirebilmek için aracın yakalamasının kaldırılması adına borç tasfiyesi ve ödeme protokolü sözleşmesini imzalamak zorunda kaldıklarını, bu protokolden sonra davacının tekrar icra takibi yaptığını, davacıya herhangi borçlarının olmadığını savunarak davanın reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, borç tasfiye ve ödeme protokolü ve bütün dosya kapsamına nazaran, davacı şirketin dava dışı ..."dan sözleşmeden kaynaklı alacaklı olduğu, davalının borç tasfiye ve ödeme protokolü gereğince borcu üstlendiği, borcunu ödediği konusunda ispat vasıtası getiremediği, haksız yere icra takibine itiraz ettiği, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, ... 3.İcra Müdürlüğünün 2014/12582 esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin 12.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın takdiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.