4. Hukuk Dairesi 2013/1047 E. , 2013/19945 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Bakanlığı vdl. aleyhine 31/08/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... Bakanlığı vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... Bakanlığı’nın temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş;hüküm, davalı ... Bakanlığı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı sürücünün kusuruyla meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığını ve aracında hasar meydana geldiğini iddia ederek, uğranılan zararın davalılardan tazminini talep etmiştir.
Davalılar, meydana gelen kazada kusursuz olduklarını belirterek açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece; bilirkişi raporları esas alınarak açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Dosya kapsamından, davalı ..."ın ambulans sürücüsü olarak çalıştığı, kazanın da ambulansın kamu hizmetini yürütürken gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı yasalar kapsamında idarece kendisine verilen bir hizmeti yürütürken sözkonusu eylem ve işlemi gerçekleştirdiğinden, davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalı ..."ın öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; davalı ... Bakanlığı’nın temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalı ...’tan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan gerçek kişi davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle dairemiz kararının (2) nolu bendine katılmıyorum. 17/12/2013