3. Hukuk Dairesi 2014/6561 E. , 2014/13896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİKİLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2012/398-2013/355
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkili Talip"in inşaat işi ile uğraştığını aynı zamanda diğer müvekkili şirketinde yetkili müdürü olduğunu, müvekkili ile davalılar arasında davaya konu 1645-1646-1651 sayılı parsellerin satışı konusunda anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre toplam 336.000TL"nin farklı tarihlerde davacıların hesabından davalıların hesabına gönderildiğini, dekontlarda ödemelerin 1645-1646-1651 sayılı parsellere ilişkin olduğunun belirtildiğini, buna rağmen davalıların taşınmazın devrinden kaçındıklarını iddia ederek ödedikleri 336.000TL"nin havale tarihlerinden ticari faiz ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. A.. ve birleşen dosya davalıları (asıl davanın davalısı olan A.. A.. mirasçıları) vekili cevap dilekçesi ile; davacı T.. A.. ile davalılar arasında geçmişte yapılmış taşınmaz satışına ilişkin ödemelerin sanki dava konusu taşınmazlara ilişkinmiş gibi gösterildiğini, her ne kadar dekontlarda "1645-1646-1651 sayılı parsel karşılığı" olduğu yazsa da, dekontlarda yazılanlardan müvekkillerinin haberleri olmadığını, bu bedellerin dava dışı 1256-1 ve 1261-1 sayılı parsellerin satışı nedeniyle ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dosyaya ibraz edilen dekontların açıklama kısmında 1645,1646,1651 parsel karşılığı ödendiği iddia olunan bedelin davalıların yapılan ödemelerin 1263/1, 1261/1, 1256/1 parsellere ilişkin olduğunu savunması karşısında ödemelerin dekontta yazılı parsellerin satışı için yapıldığının ispat yükünün davacılar üzerinde olduğu, taraflar arasındaki banka dekontlarının yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacıların iddialarını tanık v.s. yasal delillerle ispat edebileceği, ön inceleme duruşmasına verilen kesin süreye rağmen davacı vekillerinin tanıklarını bildirmediği ve yemin deliline dayanmayacaklarını beyan ettikleri bu nedenle davacıların 2012/398 Esas ve bu dosya ile birleşen 2013/13 Esas sayılı dosyadaki iddialarının sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada; kütük dışı, davalıların malik olduğu taşınmazların bedelini banka havalesi ile ve havale sebebi dekontta gösterilmek sureti ile satın alındığı iddia edilerek, havale sebebi belirtildiğinden bu bedele göre verilenin sebepsiz zenginleşme ilkesine göre iadesi talep ve dava edilmiş, davalılar vekili ise bu bedelin dekontlarda gösterilen 1645,1646,1651 parsel dışında başka parseller için gönderildiğini savunmuştur.
Mahkemece; yukarıda anılan dekontlar yazılı delil başlangıcı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de davacı tarafından havale sebebi belirtilmiş olduğundan başka bir sebebe dayalı havale yapıldığı yönünde ispat yükü Türk Medeni Kanun"un 6. maddesine göre davalı tarafta iken, bu husus yanlış değerlendirilerek, yeminin de yanlış tarafa tevcih olunması suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece; davalılar vekilinin savunmaları karşısında ispat yükünün yer değiştirdiği düşünülmek suretiyle varsa davalı tarafın iddiasını ispatlamaya yarar delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.