Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/18617
Karar No: 2022/3710
Karar Tarihi: 24.03.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18617 Esas 2022/3710 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/18617 E.  ,  2022/3710 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında, 31/05/2009 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 03/03/2010 tarihli ve 2009/2913 soruşturma, 2010/537 esas, 2010/281 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/05/2010 tarihli ve 2010/169 esas, 2010/237 sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
    3- Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2011 tarihli ve 2010/194 esas, 2011/259 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 10/02/2012 tarihinde kesinleştirilerek infaza gönderildiği,
    4- Akhisar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 30/10/2013 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştirildiği,
    5- Sanığın 25/08/2016 tarihinde cezaevinden gönderdiği dilekçesi ile infazın durdurulmasını talep ettiği, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/08/2016 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı ek kararı ile, infazın durdurulması talebinin reddine karar verildiği, sanığın ek karara itiraz etmesi üzerine itirazı inceleyen mercii Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2016 tarihli ve 2016/940 değişik iş sayılı kararı ile; 6545 sayılı Kanun nazara alınarak TCK’nın 7. ve 5252 sayılı Kanun’un 9.maddesi gereğince lehe yasanın belirlenmesi bakımından uyarlama yargılaması yapılması gerektiği, gerekli araştırmalar yapılarak 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilemeyeceğinin tartışılması gerektiği gerekçesiyle itirazın kabulüne, infazın durdurulmasına karar verildiği,
    6- Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararı ile, “uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve cezanın aynen infazına” karar verildiği, kararın 10/02/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince 1 yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2011 tarihli ve 2010/194 esas, 2011/259 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı gerekçesiyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, cezanın infazı sırasında hükümlünün infazın durdurulması talebinin reddine dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/08/2016 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı ek kararına yönelik itirazın, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun nazara alınarak lehe düzenlemelerin belirlenmesi bakımından uyarlama yargılaması yapılması gerektiğinden bahisle kabulü ile infazın durdurulmasına ilişkin verilen Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2016 tarihli ve 2016/940 değişik iş sayılı kararı üzerine, yapılan yargılama sonucunda suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanunların hükümlü lehine düzenleme getirmediği gerekçesiyle önceki karara ilişkin uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve cezanın aynen infazına dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Akhisar Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan uyarılı çağrı yazısının önce sanığın bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince normal tebligat olarak çıkartılması ve iade gelmesi halinde anılan Kanun'un 21/2. maddesi gereğince sanığın mernis adresine tebliğ edilebileceği gözetilmeden, doğrudan sanığın bilinen aynı zamanda mernis adresi olan "..." adresine "Mernis Adresi" şerhi ile çıkartılan tebligatın, muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmesi gerektiği de dikkate alınmaksızın, "Mernis adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle tebligat T.K. 21/2 maddesi gereğince Mahalle Muhtarı ...'e tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşusu ...'na haber bırakıldı." şerhiyle tebliğ edildiği anlaşıldığından, uyarılı çağrı yazısı tebligatının usulüne uygun olmadığı ve bu halde ısrar koşulunun gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği gözetilerek yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, her ne kadar Mahkemesince; 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin hükümlü lehine düzenlemeler içermediği gerekçesiyle kararın infazının devamına karar verilmiş ise de;
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30/09/2020 tarihli ve 2020/6453 esas, 2020/4610 karar sayılı ilâmında, "...hüküm tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun’un yürürlükte olmadığı, hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. ve 40. maddesinde yer alan düzenlemeler karşısında yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar şartının gerçekleşmesinin aranmayacağı, ancak bu karara karşı uyarlama yargılaması talep edilebileceği, somut olayda; tedbirin infazı sırasında yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/5. maddesi uyarınca davaya devam olunabilmesi için aranan şartın “Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmama” şartı olup, karardan sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle sanığın lehine olan “yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının getirildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilip uyarlama yargılaması yapılması gerektiği.." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda tedbirin infazı sırasında yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/5. maddesi uyarınca davaya devam olunabilmesi için aranan şartın “Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmama” şartı olup, karardan sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle sanığın lehine olan “yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının getirildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilip uyarlama yargılaması yapılması gerekirken, hükmün aynen infazına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi :
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; sanık isminin “Sertan” yerine “...” olarak yazılması maddi hata kabul edilerek yapılan incelemede;
    Sanık ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2011 tarihli ve 2010/194 esas, 2011/259 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince 1 yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı gerekçesiyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın infazı sırasında hükümlünün infazın durdurulması talebinde bulunduğu, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 29/08/2016 tarihli ve 2013/295 esas, 2013/306 sayılı ek kararı ile infazın durdurulması talebinin reddine karar verildiği, ek karara itirazı inceleyen mercii Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2016 tarihli ve 2016/940 değişik iş sayılı kararı ile; 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun nazara alınarak lehe düzenlemelerin belirlenmesi bakımından uyarlama yargılaması yapılması gerektiği gerekçesiyle itirazın kabulü ile infazın durdurulmasına karar verilmesi üzerine, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararı ile, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanunların hükümlü lehine düzenleme getirmediği gerekçesiyle önceki karara ilişkin uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve cezanın aynen infazına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Akhisar Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan uyarılı çağrı yazısının önce sanığın bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince normal tebligat olarak çıkartılması ve iade gelmesi halinde anılan Kanun'un 21/2. maddesi gereğince sanığın MERNİS adresine tebliğ edilebileceği gözetilmeden, doğrudan sanığın bilinen aynı zamanda MERNİS adresi olan "..." adresine "MERNİS Adresi" şerhi ile çıkartılan tebligatın, muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmesi gerektiği de dikkate alınmaksızın, "MERNİS adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle tebligat Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gereğince Mahalle Muhtarı ...'e tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşusu ...'na haber bırakıldı." şerhiyle tebliğ edildiği anlaşıldığından, uyarılı çağrı yazısı tebligatının usulüne uygun olmadığı ve bu halde ısrar koşulunun gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği gözetilerek yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, her ne kadar Mahkemesince; 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin hükümlü lehine düzenlemeler içermediği gerekçesiyle kararın infazının devamına karar verilmiş ise de;
    1-Somut olayda tedbirin infazı sırasında yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/5. maddesi uyarınca davaya devam olunabilmesi için aranan şartın “Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmama” şartı olup, karardan sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle sanığın lehine olan “yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının getirildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilip uyarlama yargılaması yapılması gerektiği,
    2-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
    Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu, gözetilmeden uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve hükmün aynen infazına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi gereğince sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilip uyarlama yargılaması yapılması gerektiği gözetilmeden hükmün aynen infazına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/314 esas, 2017/43 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi