3. Hukuk Dairesi 2014/6752 E. , 2014/13945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/1192-2013/1040
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların 03.05.2011 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuk İlem"in velayetinin müvekkiline verildiğini, boşanma davası sırasında çocuk için nafaka talep edilmediğini, ancak çocuğun okula başlaması, servis ile okula gidip gelmesi nedeniyle masraflarının arttığını, davacının çalışmadığını, davalının gelirinin iyi olduğunu ileri sürerek, müşterek çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının protokolde iştirak nafakası istemeyeceğini taahhüt ettiğini, davacının talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalının asgari ücretle çalıştığını, nafaka ödeyecek gücü olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 2011 yılında boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep etmeyeceğine ilişkin ikrarının, bu davada kesin delil niteliğinde olduğu ve nafaka talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.
TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Somut olayda, tarafların 03.05.2011 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk İlem"in velayetinin davacı anneye verildiği, boşanma davası sırasında davacının müşterek çocuk için iştirak nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Davacının boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep etmeyeceğine ilişkin beyanı, çocuğun ihtiyaçlarının artması halinde iştirak nafakası talebine engel teşkil etmemektedir.
Yargılama sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucunda, davacının ev hanımı olduğu, çocuğu ile birlikte kendisine ait evde yaşadığı, ailesinin yardımı ile geçindiği; davalının ise oto yedek parça işi yaptığı, aylık 950,00 TL geliri olduğu, bir aracı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak TMK. 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.