8. Hukuk Dairesi 2014/7662 E. , 2014/12269 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine, ... ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 12.07.2012 tarih ve 75/57 sayılı hükmün Daire"nin 07.10.2013 gün ve 13467/14398 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı tarafından davalı Hazine, ... ve ... Köyü Tüzelkişiliği aleyhine açılan tescil davasının reddi ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline ilişkin hüküm davacının temyizi üzerine Dairenin 07.10.2013 tarih 13467/14398 sayılı kararıyla bozulmuştur. Ne var ki, davalı Hazine vekili süresinde vermiş olduğu karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanmasını istemiştir.
Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yaklaşık 40 dönüm taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını, davanın reddi ile Hazine adına tescile karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, zilyetlikle kazanım süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine, teknik bilirkişinin 24.06.2011 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 17656,51 m2 ve B harfi ile gösterilen 7001,17 m2 taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Dava, TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Davacı, niza konusu taşınmazın 1984 yılından bu yana zilyetliğinde olduğunu açıklamıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu mahalde yapılan keşifde dinlenen yerel bilirkişiler tarafından, nizalı taşınmazların davacının babası zilyetliğinde iken ölümü üzerine davacının zilyet olduğu bildirilmiş; davacıya intikal şekli hususunda açıklama yapılmamıştır. Dosya arasında mevcut nüfus aile kayıt tablosuna göre, davacının miras bırakanı-babası ...05.03.1989 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre TMK"nun 701. maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Davalı taşınmazın miras yoluyla intikal ettiği, taksim hakkında açıklama yapılmadığı ve başka mirasçılar bulunduğu saptanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK"nun 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığına, yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılacağına, kural olarak davada tasarrufi bir işlem olduğuna, mirasçılardan biri veya bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceğine ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre davanın reddi gerekir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, red sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
TMK"nun 713. maddesinin 6. fıkrasında “…Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler..” ; yine TMK"nun 999. maddesinde ise “..Özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz..” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda; davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur. Mahallinde 17.09.2010 tarihinde yapılan keşfe bağlı düzenlenen ziraatçı bilirkişinin 22.09.2010 tarihli raporunda, niza konusu taşınmaz bölümlerinin 2. ve 3. sınıf tarım arazileri niteliğinde olduğu, özel mülkiyete konu teşkil edebileceği ifade edilmiştir. Bu halde, nizalı taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmiş olmasında da isabetsizlik yoktur.
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün açıklanan nedenlerle onanması gerekirken, bozulduğu karar düzeltme isteği sonucu yapılan incelemeyle belirlenmiş olduğundan, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairenin maddi hataya dayalı 07.10.2013 gün 13467 Esas, 14398 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.