3. Hukuk Dairesi 2014/14473 E. , 2014/13959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/508-2013/360
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan arsa satın aldığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 190.000,00 TL"yi davalıya ödediğini, tapu devrinden sonra arsanın imarda yeşil alan olarak tahsis edildiğini öğrenince arsayı davalıya tapuda yine 190.000,00 TL bedelle devrettiğini, davalının satış bedelinin 180.000,00 TL"sini müvekkiline ödemesine rağmen bakiye 10.000,00 TL"yi iade etmekten kaçındığını iddia ederek, 10.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilden arsa satın aldığını, daha sonra arsayı iade etmek istediğini, müvekkilinin arsayı 180.000,00 TL bedelle davacıdan geri aldığını, müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; taşınmazın satışının gerçekleşmediği, taşınmazın halen davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın kısmen enerji nakil hattı koruma kuşağında kısmende pasif yeşil alanda kaldığı, davalının geçersiz sözleşme uyarınca almış olduğu satış bedelini iade etmek zorunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilerek; 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davacının davalıdan tapuda satın aldığı arsayı tekrar davalıya tapuda devretmesinden kaynaklanan bakiye alacak istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki tapu kaydının tetkikinden; davaya konu arsanın davalı M.. M.. ve davalının kardeşi dava dışı A.. M... adına kayıtlı iken, 24.01.2012 tarihinde davacı C.. T.. adına 30.000 TL bedelle tapuda devredildiği, davacının 09.02.2012 tarihinde yine 30.000 TL bedelle arsayı tapuda davalı M.. M.."a devrettiği, hali hazırda taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki devirlerin yasanın aradığı resmi şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu, resmi sözleşmede davacının satış bedelinin tamamını aldığını beyan ederek sözleşmeyi imzaladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı taraf her iki devirde de satış bedelinin 190.000,00 TL olduğunu iddia etmekte, davalı taraf ise ilk devrin satış bedelinin 190.000,00 TL olduğunu ancak kendisinin arsayı davalıdan 180.000,00 TL"ye geri aldığını savunmaktadır.
Şu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık; arsanın davacıdan davalıya devrine ilişkin ikinci satış sözleşmenin satış bedelinin davacının iddia ettiği gibi 190.000,00 TL mi, yoksa davalının beyan ettiği gibi 180.000,00 TL mi olduğu hususunda toplanmakta olup buna bağlı olarak da ispat yükünün davanın hangi tarafında olduğu konusunda toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190)
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1; HUMK m. 288) Hukuki işlemin miktar ve değerinin HMK m. 200/1"deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı zamanki durumuna göre belirlenir.
Bu bilgiler ışığında somut olayı irdelediğimizde; somut olayda ispat yükü kendisine düşen davacı taraf, taraflar arasında yapılan ikinci satışın satış bedelinin 190.000,00 TL olduğunu yasal delillerle ispatlayamamıştır. Uyuşmazlık, miktar itibarı ile tanıkla ispat sınırının dışındadır.
Bir vakıayı ispatla yükümlü olan taraf iddiasını başka türlü delille ispat edemezse karşı tarafa yemin teklif edilebilir.
Buna göre iddiasını ispat edemeyen davacıya, dava dilekçesinde "vs. delil" diyerek yemin deliline de dayanmış bulunduğundan, ikinci satışa ilişkin satış bedelinin 190.000,00 TL olduğu hususunda davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Hal böyle olunca mahkemece; ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle taraflar arasındaki satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.