8. Hukuk Dairesi 2014/11930 E. , 2014/12280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 12. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2010/545-2012/827
M.. Ö.. ile E.. N.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair İzmir 12. Aile Mahkemesi"nden verilen 22.11.2012 gün ve 545/827 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı M.. Ö.. vekili, 1973 yılında evlenen taraflar arasında halen boşanma davası bulunduğunu, 25.09.2006 tarihinde satın alınan 653 ada parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olup davacının bu taşınmazda ½ payı bulunmakla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL" nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz bedeli davalının çalışmasıyla ödendiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz davacının murisine aitken ölümünden sonra mirasçılara intikal ettiği ve mirasçılar tarafından davalıya bedelsiz olarak devredilmekle bağıştan dönme koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 09.09.1973 tarihinde evlenmiş 02.07.2009 tarihinde açılan ve boşanma ile sonuçlanan davanın 04.05.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TMK"nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 02.07.2009 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK"nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava dilekçesinin içeriği, tarafların yargılama aşamasındaki beyanları ve dava konusu 653 ada parsel numaralı bağımsız bölüm 25.09.2006 tarihinde edinilmiş olmasına göre dava, 4721 sayılı TMK"nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK"nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılmak mümkün bulunmamaktadır. Taşınmaz 25.09.2006 tarihinde tapuda satış gösterilmek suretiyle davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında, taşınmaz davacının murisinden intikal etmiş olmakla birlikte davalının parasını ödeyerek taşınmazın adına tescilini sağladığını bildirmiştir. Davalı vekilinin bu yöndeki savunması ve bedeli için ödendiği iddia edilen paranın kişisel mal niteliğinde olduğu davalı tarafından TMK"nun 6. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak kanıtlanmadığından aynı yasanın 222/son maddesi uyarınca taşınmazın edinilmiş mal olarak kabulü gereklidir.
Bu halde, mahkemece mahallinde keşif yapılarak TMK"nun 235/1 maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin ( sürüm değeri) tespit edilerek eklenecek veya denkleştirmeye tabi tutulacak miktar bulunmadığından bu değerin TMK"nun 231. maddesine göre artık değer olarak kabulüyle TMK 236/1 maddesi gereğince belirlenen değerin yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 12.06.2014 tarihinde oybirliyle karar verildi.