3. Hukuk Dairesi 2014/6891 E. , 2014/14053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2012/563-2013/744
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tarlasına derin kuyu kazmak üzere D.. D.."a müracaat ettiğini, müvekkiline geçici müsaade verildiğini, özel sulama tesisinin kurulduğunu, abonelik işlemleri devam ederken su kapasitesinin ölçümü amacıyla deneme sulamasına başlanıldığını, D.. D.. elemanlarınca yapılan rutin kontrolde kaçak kullanma cezasının tahakkuk ettirildiğini, kurumca verilen ceza hesaplanırken 90 gün ve günlük 16 saat sulama varsayımı ile elektrik tüketiminin hesaplandığını, pamuk sulama mevsiminin zirai tekniklere göre ancak 7. ayda başladığını, toplam çalışma süresinin 1-2 gün olduğunu, 4. ayda pamuk sulamasının mümkün olmadığını, yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile rapor doğrultusunda ve oranında müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespiti ile borcun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, abonesiz elektrik kullanımı nedeniyle tutanak tutulduğunu ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; mahallinde keşif icra edilmiş, keşfe katılan ziraat bilirkişisi raporunda arazinin kısmen sürülü, kısmen buğday ekili olduğunu, ekim için hazırlandığını, 2012 yılında mısır ekimini gösteren mısır koçan ve çırpılarının arazide mevcut olduğunu, Temmuz ayı içerisinde mısır sulamasının yapıldığını, kaçak tarihi olan 18.07.2012 tarihine kadar harcanan su için bir sulama sezonunun 90 gün olduğunu, mısır sulamasının 15 Mayıs"ta başladığını, kaçak tarihine kadar geçen sürenin 63 gün olduğunu, 63 gün için 177,761m3 su harcandığını belirtmiş, davacı vekilinin talebi üzerine dosya üçlü elektrik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti kaçak kullanım süresinin 15.05.2012-21.07.2012 tarihleri arasında 67 gün ve toplam tahakkukun 41712,10 TL olduğu yönünde görüş bildirmiş, bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak davalı kurumca 9338,54 TL fazla tahakkuk yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın 9338,54 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında kaçak kullanım süresi yönünden çelişki olması karşısında taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden ( Ankara veya İstanbul mahkemeleri aracılığıyla) bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.