20. Hukuk Dairesi 2016/4908 E. , 2016/6863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sigorta şirketi tarafından trafik kazası sonucu yaralanan sigortalıya ödenen tedavi giderlerinin davalı kurumdan rücuan tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemidir.
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın iş mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesince, taraflar arasında iş ilişkisi bulunmadığı, haksız fiilden kaynaklanan davada genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 ve 7/3. maddeleri uyarınca iş mahkemeleri, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan ve sigortalı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki davalara bakmakla da görevlidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 101. maddesinde ise "bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili" ortaya çıkan uyuşmazlıkların, iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 6111 sayılı Kanunla değişik 98. maddesi, "Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır." hükmünü içermektedir. Madde bu konuda açıklık içermese de, "sosyal güvencesi olmayan" kazazedelerin tedavi giderlerinin SGK tarafından, "kendi mevzuatına uygun" olarak karşılanacağı açıktır. Nitekim, daha sonra, sözkonusu maddeye 6645 sayılı Kanunla ilave yapılarak, bu husus daha açık vurgulanmış ve sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usûl ve esasları çerçevesinde" Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle, trafik kazası sonucu yapılan sağlık harcamalarının karşılanması prosedürü, doğrudan 5510 sayılı Kanunun ve buna göre çıkarılan yönetmeliklerin uygulanması ile ilgilidir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK"nın "Halefiyet" başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22.03.1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararında, burada ilişkinin "halefiyet" ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Somut olaya gelince, davacı ... şirketi, davalı kuruma karşı, kazazedenin yerine geçerek, bu kişinin maruz kaldığı trafik kazası sonucu, sigorta poliçesi nedeniyle sağlık kurumuna ödediği, ancak 2918 sayılı Kanunun 98. maddesi karşısında SGK"nın sorumlu olduğu sağlık giderlerinin SGK"dan tahsili istemiyle dava açmaktadır. Ne davacı şirket ile davalı kurum arasında, ne de davalı kurum ile kazazede arasında bir haksız fiil ilişkisi bulunmamaktadır.
Başka bir ifadeyle, davalı kurumun sorumluluğu, kurum tarafından gerçekleştirilen bir haksız fiile dayalı bulunmayıp, 2918 sayılı Kanunun 98. maddesi atfıyla, kazazedeye 5510 sayılı Kanun çerçevesinde yapılacak tedavi yardımı kapsamı ile ilgilidir. Bu haliyle dava, 5510 sayılı Kanunun belirlediği sosyal güvenlik hukukunu ilgilendirmekte olup; uyuşmazlığın, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 ve 7/3. maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi uyarınca, iş (sosyal güvenlik) mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.