3. Hukuk Dairesi 2014/6637 E. , 2014/14175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2012/464-2013/619
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mamak 28. Mekanize Tugay Komutanlığı sahasında bulunan kademeler bölgesi üzerinde yapılacak binaların 400 kw gücünde nihai elektrik enerjisinin karşılanabilmesi için taraflar arasında 29/07/2002 tarihinde sözleşme yapıldığını, davalı adına 10040591060 nolu abonelik tesis edildiğini, 11/05/2004 ile 07/10/2010 tarihleri arasında davalı adına tahakkuk eden faturalarda alınması gereken aktif ve reaktif trafo demir kayıplarının sistemden kaynaklanan hatadan dolayı faturalara yansıtılmadığı tespit edilerek, belirtilen tarihler arasında tahakkuk eden tüketimler üzerinden yapılan hesaplama gereğince, 14.473,60 TL tutarlı ve son ödeme tarihi 20/01/2011 olan faturanın düzenlendiğini, bu fatura bedelinin ödenmesinin davalıdan istendiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını belirterek, 14.473,60 TL"nin 21/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammına hesaplanacak KDV ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, 1 yıllık dava açma süresinin sona erdiğini, davada idari yargı görevli olduğundan görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olduğunu gecikme zammı ve KDV talep edemeyeceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 14.473,60 TL"nin 20/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasada öngörülen değişen oranlarda gecikme zammı ile birlikte, gecikme zammına KDV de uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; her ay fatura düzenleyen davacı dağıtım şirketinin 11/05/2004 ile 07/10/2010 tarihleri arası yönetmelik ve sözleşme gereğince alması gereken trafo güç kaybı bedelini zamanında tahakkuk ettirmeyerek üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı kusurlu olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre dava konusu bedelin ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin “Tarifenin Zamlı Uygulanması” başlıklı 58. maddesinde “Bu tarifelerin uygulanmasında, müstakil trafodan beslenen abonede, ölçme alçak gerilim tarafında (0.4 kw) yapılırsa faturalama dönemindeki aktif ve reaktif enerji tüketimleri % 4 (yüzde dört) oranında artırılarak faturalamaya esas değerler bulunur. (Ayrıca trafo ve hat kayıpları göz önüne alınmaz.) Ancak, söz konusu abonenin beslendiği transformatör boşta gerilim altında bulunuyor ise; (faturalama dönemi içinde enerji tüketmemesi durumunda) transformatörün etiket değeri esas alınarak fatura düzenlenir. YG`den ölçüm yapılan tesislerde kayıplar (trafo ve hat) dikkate alınmaz" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 29.07.2002 tarihli trafo tesis sözleşmenin 5. maddesinde "...elektrik satış tarifesinde belirtilen aktif ve reaktif enerji terimleri %4 zamlı uygulanacaktır müşterinin tükettiği reaktif enerji ücreti ise elektrik tarifeleri yönetmeliğinde belirtilen reaktif enerji tarifesi hükümlerine göre alınacaktır" şeklinde düzenlemeye yer verildiği; Davacı idarenin uyuşmazlığa konu dönemde sözleşme ve yönetmelik gereği tahakkuk etmesi gereken %3,5"lik trafo kaybı bedelini tahakkuk ettirmediğini kabul ettiği; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da "...taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5. maddesinde aktif ve reaktif trafo demir kaybının %4 oranında hesaplanarak aboneden tahsil edileceğinin de karara bağlandığı, davacının %4 oranında hesaplama yaparak talep etme hakkının olduğu, ancak talebinin %3,5 oranında bulunduğu, dosyadaki belgelerden 11.05.2004 ile 07.10.2010 tarihleri arasında davacı tarafından davalıya düzenlenen aktif ve reaktif tüketim faturalarında sözleşmede belirtilen %4 oranında ilave yapılmadığından, davalının talebi ile bağlı kalınarak %3,5 oranında ilave yapıldığında davalının davacıya 14.473,60-TL borcunun ortaya çıktığı, bu miktara 20.01.2011 son ödeme tarihinden itibaren 6183 Sayılı Kanunda öngörülen gecikme faiz oranının uygulanmasının, gecikme faizine de KDV uygulanmasının gerektiğinin" belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, %4" luk trafo kaybı sözleşme ve yönetmelik gereğince davalının ödemesi gereken bir bedeldir. Yani davacı 11.05.2004 ile 07.10.2010 tarihleri arası yönetmelik ve sözleşme gereğince alması gereken bir bedeli %3,5 oranında ve faizi ile birlikte istemektedir.
Ancak davacının 6 yıl gibi uzun bir süre elektrik tüketim bedeline %4"lük trafo kaybı yansıtılmaması davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedeline yansıtılması gereken asıldan davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (bu bedel dışında) gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden sorumluluğunu ortadan kaldırır. Aksine düşünce davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki bu da yukarıda bahsedilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacının trafo güç kaybı bedelini faturalara yansıtmamasının müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı nazara alınarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.