Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17135
Karar No: 2014/14456
Karar Tarihi: 05.11.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/17135 Esas 2014/14456 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/17135 E.  ,  2014/14456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BUCAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/05/2014
    NUMARASI : 2014/18-2014/159

    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının belediye başkanlığı yaptığı dönemde, davalı tarafından yatırılması gereken emekli sandığı keseneklerinin yatırılmadığını ve davacı tarafından toplam 9.795,32 TL"nin 04.10.2011 tarihinde emekli sandığına yatırıldığını, bu bedelin tahsili amacıyla davalı hakkında Burdur İcra Müdürlüğünün 2011/2736 sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20"sinden az olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmaması sebebiyle dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılamamış ve tüm dosya kapsamından davacının davasını ispat edememiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca Veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bilindiği üzere bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu sebeple 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 90.maddesinde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, aynı Kanun"un 94.maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir.
    Hakim tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi mümkün değildir. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalıdır.
    Gerek öğreti ve gerekse yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, kanıtlama yükümlülüğü altında bulunan tarafa, kesin süre konusu usuli işlemler hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde tek tek açıklanmalı, keşif veya tanık dinlenmesi için yapılması zorunlu olan giderler parasal olarak saptanıp bildirilmeli, ödeme için verilen süre belirtilmeli ve bu hususların yerine getirilmemesi halinde doğacak sonuçlar da ihtar olunmalıdır. Diğer yandan, ilgilisinin yokluğunda verilen ve aleyhe sonuçlar içeren ara kararlarının bildirilmesi ve bunun da 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılması gereken giderlerin ise, taraflardan alınması veya suçüstü ödeneğinden karşılanması gerekir.
    Dosya kapsamından, mahkemenin 11.03.2014 tarihli celsesinde bilirkişi incelemesi için 300,00 TL ücret taktir edildiği, davacı vekili tarafından gider avansının mahkeme veznesine depo edilmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, bu süre içinde 500,00 TL gider avansı depo edilmediği taktirde, bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davacı vekiline ihtar edildiği, 2 haftalık süre içerisinde davacı vekilince gider avansının yatırılmadığı, mahkemenin 22.05.2014 tarihli celsesinde davacı vekilinin, dosyanın bilirkişiye gönderilmesini gerektirecek bir durum olmadığını ve talepleri gibi karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki ilkeler ve açıklamalar ışığında mahkemece ara kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarının ne olacağı tereddüt oluşturacak şekilde belirtildiğinden kesin sürenin usulüne uygun verildiğinden söz edilemez. Davacının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Mahkemece, dosyadaki delil durumu değerlendirerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi