3. Hukuk Dairesi 2014/6539 E. , 2014/14478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DENİZLİ 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2012/606-2013/874
Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; adına yardım nafakası talep edilen küçük A.. E.."in babasının(davalının oğlunun) 1998 yılında vefat ettiğini, babası öldüğünde 1 yaşında olan Ayşin"in şu anda Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi olduğunu, üniversite sınavlarına hazırlandığını, zaman zaman özel ders aldığını, davacı annenin her hangi bir işte çalışmadığını, küçük Ayşin"in dedesi olan davalının yüksek gelir sahibi olduğunu,Denizli" de 2011 yılında gayrimenkul sermaye iradında 7. sırada olduğunu hayırsever bir iş adamı olarak sağlık ocağı, şadırvan, çeşme vs yaptırdığını adına kayıtlı bir çok taşınmazının bulunduğu, küçük Ayşin"in zor şartlarda yaşamasına rağmen davalının yardım etmediğini, belirterek 2.000 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;küçük Ayşin"in annesi olan davacı Nilay"ın kocasının ölümünden sonra kendisine kalan gayrimenkulleri sattığını, davalı ve ailesinden sürekli para istediğini,müvekkilinin Denizli" de saygın ve hayırsever bir insan olduğunu, küçük Ayşin"e ev aldığını, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 364.maddesinde; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” denilmektedir.
Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Somut olayda; lehine yardım nafakası talep edilen küçük Ayşin 08.09.1997 doğumlu olup, Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi olduğu, üniversite sınavlarına hazırlandığı, zaman zaman özel ders aldığı, maddi imkansızlıklar nedeniyle dershaneye gidemediği, davacı annenin ise ev hanımı olduğu, davalının ise mahkemece yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasın da .....Hırdavat Plastik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ortağı olduğu aylık 5000 TL gelir elde ettiği ayrıca aylık 5000 TL kira gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yardım nafakasının niteliği, nafaka yükümlüsü dedenin tespit edilen gelir durumu, nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün bozulması gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının giderleriyle, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.