23. Hukuk Dairesi 2017/1908 E. , 2020/3039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davacının müflis şirketten olan toplam 73.800,67 Euro alacağının iflas masasına kaydının sehven TL olarak talep edildiğini ayrıca bahsi geçen taleplerinin iflas idaresince reddedildiğini, kararın doğru olmadığını ileri sürerek, 73.800,67 Euronun iflas masasına kayıt ve kabulünü, birleşen davasında ise, düzeltme talepleri dikkate alınmaksızın iflas idaresince kabul edilerek masaya kaydedilen 73.800,67 TL"lik bedelin hatalı olduğunu ileri sürerek, 73.800,67 Euro"nun iflas tarihindeki karşılığı olan 173.771,00 TL"nin iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, davacının alacağına dayanak gösterdiği adi yazıl belgede yer alan şirket kaşesi üzerinde yalnızca paraf bulunduğu, parafı atanın kimliğinin ve yetkisinin belli olmadığı, borç-alacak çizelgesinde imzası bulunan ..."ın ise müflis şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu ve tek başına temsil yetkisi bulunmadığı, davacının SGK kaydı da olmadığından talebini ispatın mümkün görülmediği, masadan kaydı istenen ilk miktarın kabul edilerek kaydedildiği ve müflis şirketin de bu bedele itirazı bulunmadığı gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl dava iflas sıra cetvelinde kayıt kabul istemine ilişkindir.
Asıl davada davalı şirket hakkında İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/346 Esas sayılı dosyası kapsamında iflas kararı verilmiş olup, işbu karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 13.10.2011 tarihli, 450-993 E.-K. sayılı ilamı ile bozulmuş olduğundan, mahkemece asıl davanın konusuz kaldığından bahisle, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken, esastan ret kararı verilmesi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca, hükmün gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Birleşen dava iflas sıra cetvelinde kayıt kabul istemine ilişkindir.
İstanbul 3. İflas Dairesi 2012/8 İflas dosyasının 31.01.2014 tarihli yazı cevabında sıra cetveli ilanının 26.06.2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde, 21.06.2013 tarihinde Türkiye genelinde yayın yapan ... Gazetesinde ilan edildiği, yine 31.01.2014 tarihli yazı cevabında ise davacı şirket tarafından masraf avansı verilmediği bildirilmiştir. Tebligat için gerekli giderler yatırılmamışsa dava açma süresi ilânla başlar. İİK"nın 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterilir ve gerekli masrafı avans olarak yatırılırsa, süre itiraz edene yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Kanunda öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re"sen dikkate alınmalıdır. Davacı tarafça masraf avansı yatırılmadığından iflas sıra cetveline itirazın süresi ilan tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından itiraza uğrayan sıra cetveli en son 26.06.2013 tarihinde ilân edilmiş olup, dava ise 15 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 12.07.2013 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar mahkemece, tebliğ tarihi esas alınarak davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca, hükmün gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararının kaldırılmasına, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının, gerekçesi değiştirilerek ve ""HÜKÜM"" bölümünün 1 no"lu bendi hükümden çıkarılarak yerine 1 no"lu bent olarak “1-Asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” ibarelerinin yazılması, ardından 2 no"lu bent olarak “2-Birleşen davanın usulden reddine,” ibarelerinin yazılması ve takip eden bent numaralarının (3), (4), (5) ve (6) olarak düzeltilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK"nun 373/1. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, kesin olmak üzere, 14.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.