21. Hukuk Dairesi 2015/12146 E. , 2015/19324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2013/238-2014/461
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Tedaş, K.. B.. ile A.. A.. Vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan Axa Sigorta A.Ş vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve temyizin kapsamına göre, temyiz eden davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 22.08.2012 tarihindeki iş kazasında vefat eden H.. Y.."ın yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş G.. Y.. için 50.882,32.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı vekilinin talep şekli göz önünde bulundurularak 50.882,32-TL tazminattan ..... Sig. A.ş. Ve Tedaş A.Ş"den en fazla 31.486,00.TL tahsiline, diğer davalılar .... Sig. A.Ş, K.. B.. Başkanlığı ve H.. T.."den ise en fazla 28.120,00.-TL tahsiline, davacı anne E.. Y.. için 18.465,47.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, davacı baba D.. Y.."ın maddi tazminat davasının reddine, -25.000,00.-TL Manevi tazminatın Kozan Belediye Başkanlığı, Tedaş A.Ş ve H.. T.."den alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı Gülçin"e ödenmesine, yine 25.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar Kozan Belediye Başkanlığı, H.. T.. ve ..... A.Ş"den müştereken ve müteselsilen alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yarı yarıya (12.500,00.-TL davacı Emine"ye, 12.500,00.-TL davacı Duran"a) diğer davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm halinde, hak sahibi olan eş, çocuklar, ana ve baba destekten yoksun kaldıklarından 818 sayılı Borçlar Yasasının 45/2. ve 332/2. maddelerine göre maddi zararlarının giderilmesini isteyebilirler. Borçlar Yasasının 332. maddesi; "işçinin ölümü halinde onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı isteyebilecekleri tazminat akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabi olur" hükmüne yer verdiğinden, bu davalarda işçinin iş göremezlik nedeniyle açtığı tazminat davası gibi çözümlenir.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin maddi tazminat davalarının dayanağına 53.maddesinde yer vermiştir. 818 sayılı Borçlar Yasasının 45. maddesi içeriğine göre, maddedeki dilin sadeleştirilmesi dışında bir değişiklik yoktur. 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasasında, eski Yasanın 332. maddesine karşılık gelmek üzere 417. maddeye yer verilmiştir. Özetle; işveren işçinin sağlığını korumak için İş Yasasının 77. maddesinde sayılan önlemlere benzer önlemleri almak durumundadır. İşçinin, işverenin gerekli önlemleri almaması sonucu ölmesi durumunda, işçinin desteğinden yoksun kalanların tazminat davaları, sözleşmeye aykırılıktan doğan tazminat davalarındaki sorumluluk hükümlerine tabi olacaktır. Madde gerekçesinde, sözleşmeye aykırılık nedeniyle tabi olunan zamanaşımı süresinden (yeni Yasanın 145. maddesine göre 10 yıl) haksahiplerinin de yararlanmalarının amaçlandığı açıklanmıştır.
Anne ve babanın, 4958 sayılı yasadan önce yürürlükte bulunan 506 sayılı yasanın 24. maddesine göre, iş kazası kolundan gelir almaları için sağlıklarında ölen çocuğun sürekli biçimde yardımından yararlanıyor olmaları gerekmekteydi. 4958 sayılı yasada yapılan değişiklikle, 506 sayılı yasanın 24. maddesinde yer alan "geçimi sigortalı tarafından sağlanan" ibaresi madde metninden çıkartılarak yerine, "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir ve aylık almayan" ana ve babasına aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir. 5510 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 34. maddesi hükümleri dikkate alınacaktır. Sigortalının ana ve babasına iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü nedeniyle sigortalının eş ve çocuklarından artan pay bulunması halinde gelir bağlanır. Diğer koşullar da; diğer çocuklardan hak kazanılan aylıklar dışında gelir ve aylık almamaları ve asgari ücretin net tutarından az gelirlerinin bulunmasıdır. Ana ve babanın yaşları 65 ten büyükse eş ve çocuklardan artan hisse olup olmadığına bakılmaksızın aylık bağlanır. Ana ve babaya Kurumun gelir bağlamamasına rağmen tazminat davası açılması durumunda bu husus bir ön sorundur. Tazminat davasının sonuçlandırılması için ana ve babaya gelir bağlanıp bağlanmayacağı hususunun kesin olarak ortaya konulması gerekir. Bu tür tazminat davalarında Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmının hükmolunacak tazminattan indirilmesi gerekmektedir. Bu yön göz ardı edilirse kendilerine gelir bağlanmadan dava açan ana ve babanın davalı işverenden veya üçüncü kişilerden tazminat tahsili sonrasında başvuruları üzerine Kurumca kendilerine gelir bağlanması halinde Kurumun bu kişilere(işveren veya üçüncü kişilere) rücusu ile mükerrer tahsil söz konusu olabilecektir.
Bu ön sorun, ana ve babaya SGK aleyhine kendilerine iş kazası ölüm sigorta kolundan gelir bağlanması yönünde dava açmaları için önel verilerek çözülmelidir. Gelir bağlanması durumunda, maddi tazminat hesaplanarak bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmı düşüldükten sonra bakiye zarar var ise tazminat olarak hüküm altına alınması gerekirken gelir bağlanmaması durumunda ise destek söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Murisin sağlığında geçimini sağlamadığı ana ve babasına da gelir bağlanabilecektir. Bu durumda, İş Mahkemesi bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerini hesaplanan zarardan düşmesi gerektiğinden aylık bağlama koşulları var ise davacı ana ve babaya gelir bağlatması için yine önel verecektir. İş Mahkemesi davacı ana ve babanın sosyal güvenlik kurumlana tabi çalışmaları bulunup bulunmadığını, buralardan 2022 sayılı yasa hariç olmak üzere gelir ve aylık alıp almadıklarını araştırmalıdır. Yapılan araştırmada, ana veya babanın sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmamaları, buralardan gelir veya aylık almamaları durumunda -hak sahibi olarak iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle gelir bağlanacağından, davacı ana veya babaya kuruma başvurmak, gerektiğinde dava açmak üzere önel verilmesi gerekir. Ana veya babanın sosyal güvenlik Kurumlarına tabi çalıştıklarının veya 2022 sayılı yasa dışında buralardan gelir veya aylık aldıklarının anlaşılması halinde, mahkemenin bu öneli vermeden doğrudan maddi tazminat davasının reddine karar vermesi mümkündür. Bu önelin verilmesinin zorunlu olmasının sebebi hesaplanan tazminattan SGK"ca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin resen düşülmesi gereğidir. Ancak gelir bağlanmaması durumunda, gelir ve aylık bağlamama nedeni, ana veya babanın sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmaları veya bu kurumlardan aylık almaları olacağından maddi desteğe muhtaç olmadıklarından davanın reddine karar verilmelidir. Maddi tazminat isteyebilmek için, ölüm neticesi ölenin maddi yardımından mahrum kalınması gerekir. Maddi desteğin bulunmadığı hallerdeyse, ancak manevi tazminat istenebilir. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir konu da, ana veya babaya 5510 sayılı Yasanın 34/d maddesinde yazılı "her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması" koşullarını taşımalarına karşın, 5510 sayılı Yasanın 34/d maddesi hükmünün engel olması nedeniyle gelir bağlanmaması halidir. Anılan maddeye göre; “Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde" ana ve babaya gelir bağlanır. Eğer ana veya babaya salt bu nedenle gelir bağlanmamışsa, ölen sigortalının desteğinden yoksun kalmadıkları anlamı çıkmaz. Ölenin hiçbir geliri ve sosyal güvencesi olmayan ana veya babasına da gelirinin bir kısmı ile destek olacağının kabulü ile maddi tazminata hükmolunması gerekir. Ancak, bu durumda SGK tarafından gelir bağlanmadığından gelirlerin peşin sermaye değerinin düşülmesi de mümkün değildir.
Bunun yanında kural olarak tazminat alacaklısına yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için ise tanzim edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda yapılan ödeme ancak kısmi ödeme makbuzu niteliğinde kabul edilebilir.
Son olarak da 6100 Sayılı H.M.K."nın 26.maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına göre Mahkemeler tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler.
Somut olaya geldiğimizde, davacı anne E.. Y.."a vefat eden eşinden dolayı ölüm aylığı alması nedeniyle vefat eden çocuğu Halit üzerinden iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacı annenin kaza tarihi itibariyle ölenin desteğinde olmasına rağmen eşinden dolayı kendisine ölüm aylığı bağlanması ile artık oğlunun desteğinden çıktığı açıktır. O halde davacı annenin desteklik zararı kaza tarihi ile kendisine ölüm aylığı bağlanan tarihler arasındaki süre bakımından yapılmalıdır.
Bunun yanında davalı A.. A.."nin davacı eşe yargılama konusu kaza nedeniyle 52.883,35TL ödediği ve bu miktarın hesaplanan zarardan düşüldüğü hususunda yanlar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu miktar ödemenin hesaplanan zarardan tenzil yöntemine ilişkindir. Şöyle ki; davacıya zararlandırıcı olay nedeniyle sorumlu olanlar tarafından öncesinde yapılan bir ödeme varsa bu ödemenin hesaplanan zarardan hakkaniyete uygun olarak indirilmesinden söz edebilmek için öncelikle ödemenin yapıldığı tarihteki verilere göre davacının zararının hesaplanıp yapılan ödemenin bu zararı hangi oranda karşıladığını tespit edilerek bu oranda güncel verilere göre hesaplanan davacı zararından indirim yapmak gerekir. Hal böyle olunca hükme esas alınan raporun bu yönüyle doğru olduğundan söz etme imkanı da bulunmamaktadır.
Son olarak da davacılar vekilinin manevi tazminat davalarındaki talebi bakımından tazminatların faizi noktasında bir talebinin bulunmamasına göre karar yerinde hüküm altına alınan manevi tazminatların faizine karar verilmesi talebin aşılmasıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
02.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.