3. Hukuk Dairesi 2014/7486 E. , 2014/14556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 14.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/232-2013/823
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin küçük Hilalnur ve Emin .."ın vasisi olduğunu, küçüklerin annesinin boşanma davası devam ettiği sırada davalı baba tarafından öldürüldüğünü, davalının hüküm giydiğini, davacı müvekkilinin yetim maaşı aldığını, hiç bir gelirinin olmadığını, davalı yanın ekonomik durumun son derece iyi olduğunu, küçük Hilalnur ve E.F.. için aylık 2.500"er TL olmak üzere toplamda 5.000 TL nafakaya hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin cezaevinde olduğunu, pazarcılık yaparak gelir elde eden müvekkilinin cezaevine girmesi ile gelirinden yoksun kaldığını, müvekkilinin sosyal güvencesinin bulunmadığını, miras kalan küçük dükkanlardan kira gelirinin bulunduğunu, bu gelirin cezaevi ihtiyaçlarını karşıladığını, cezaevine girmeden önce çocuklar için toplamda 250,00 TL nafaka ödediğini, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerecek, her bir çocuk için ayrı ayrı 1.000"er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
TMK."nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı tarafın küçüklerin anneannesi ve vasisi olduğu, yargılama sırasında küçüklerin annesini öldürmekten yargılanan davalının tutuklu olduğu ve hakkında verilen mahkumiyet hükmünün yargılama sırasında kesinleşmediği, E. F..ın 2002 ve H.N.."un 2004 doğumlu olduğu, davalı adına paylı ve elbirliği mükiyeti halinde birden fazla taşınmazın ve iki adet aracın kayıtlı olduğu, davalının tutuklanmadan önce ailesi ile birlikte pazarcılık işi ile uğraştığı anlaşılmıştır.
Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, küçüklerin yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişimin dikkate alınması gerekirken davalının ekonomik ve sosyal durumu tam olarak belirlenmediği gibi davalının gelir elde ettiği yerler ile ilgili yapılan yetersiz araştırmalar üzerine karar verilmiştir. Bu nedenlerle tarafların hayat koşulları ile davalının ödeme gücü konularında mahkemece yaptırılan araştırma hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş davalının gelir durumunun zabıta araştırması ile tespit edilmesi ayrıca davalı taraf hakkında devam eden ceza davası nedeniyle vasi tayin edilmiş olması halinde vesayet dosyasından davalıya ait gelir ve gider bilgilerin temin edilerek buna göre de araştırma yapılması gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.