(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/33124 E. , 2020/5222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Davalılardan ismi kısaca ... ... olan ticari işletmenin Ulaştırma Bakanlığı,...Yollarının (...) açtığı ihale neticesinde ...- ... 2.... -yapımı edimini üstlendiğini, bu ... bu iş için oluşturulduğunu, ihale sonrası diğer davalı ...-...Ortaklığının kurulmuş, bu ortaklık üstlenilen işi mahallinde ifa etmek üzere harekete geçtiğini, adi ortaklığı oluşturan işletmeler ayrı ayrı işçi alımı yaptıklarını ve demir yolu tüneli açma ve projede belirtilen diğer işleri yapmaya başladıklarını, bu iş için ... İlçesinde şantiye kurulduğunu, Davalı ... İnşaat Sanayi ve... Şirketi adlı iş yerininde bu çerçevede müvekkilini işe aldığını ve davalının iş yeri olan tünellerde kaloriferci olarak çalıştığını, davacının proje dahilinde ..."nde bulunan ve davalıların iş yeri olan tünellerin şantiyesinde çalıştığını, davacının davalıların iş yerinde kalorifercilik görevini yaptığını, belirterek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, ıslah dilekçesi davalı vekiline 10.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekili ıslah dilekçesine karşı 17.04.2015 tarihinde kanuni süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Bu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunan ve kararı temyiz eden davalı yönünden davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık ise davacının fazla çalışma ücreti alacağı olup olmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut olayda,dinlenilen tanıklarca davacının 1 saatinin serviste geçtiği beyan edildiğinden işe geliş gidişlerdeki sürelerin de mesaiden sayıldığı kabul edilerek fazla mesai hesabı yapılmışsa da, davacının işe geliş ve gidiş saatlerinde serviste geçirdiği sürenin fazla mesai hesabında dikkate alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.