Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7357
Karar No: 2014/14578
Karar Tarihi: 06.11.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/7357 Esas 2014/14578 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/7357 E.  ,  2014/14578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
    Taraflar arasında görülen Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptali davasının yapılan muhakemesi sonucunda verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen ek karar ile esas kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine, davacı vekili bu defa asıl hükümle birlikte red kararını temyiz etmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tüketici ..."in şikayeti üzerine Korkuteli Tüketici Sorunları ilçe hakem heyeti başkanlığı tarafından 08/07/2013 tarih ve 2013/432 sayılı karar ile tüketici talebinin kabulüne, Kayıp/Kaçak bedeli, TRT payı, Enerji Fonu, Belediye Tüketim vergisi olarak alınan bedellerin iadesine şeklinde karar verildiğini, hakem heyetinin yasayla sınırlarının belirlendiğini ve yetkisini aşarak gerekçelendirdiği ve adeta bir mahkeme gibi hüküm verdiğini, Türkiye genelinde Elektrik dağıtım şirketlerinin uygulayacağı Ulusal Elektrik Tarifeleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlendiğini ve ülke genelinde bütün tüketicilere aynı şekilde yansıtıldığını, 2575 sayılı Danıştay Kanunu"nun 24. maddesinin birinci fıkrasında "Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere Danıştay"ın ilk derece mahkemesi olarak bakacağının ifade edildiğini, bu yasa hükümleri doğrultusunda Kurul kararları ile belirlenerek tahsil edilen bu bedellerin iptal ve iadesi için mahkeme sıfatı dahi taşımayan Tüketici Hakem Heyetlerince inceleme yapılması ve karar verilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, bu incelemenin ilk derece mahkemesi olarak Danıştay"da yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, bu nedenlerle itiraz konusu kararın iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevap layihasında usul ve yasaya aykırı davanın reddini talep etmiştir
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4077 sayılı yasanın 11/A ve 22/5 maddeleri uyarınca elektrik abonelik sözleşmesi gereğince tahakkuk edilen değişik kalemlerdeki kesintilerin iadesi konusunda verilen hakem heyeti kararının iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
    Mahkemece; davacının iptalini talep ettiği Tüketici Hakem Heyeti Kararına konu miktarın kesinlik sınırının altında kaldığı bu itibarla sözkonusu kararın kesin olduğu belirtilerek davanın reddine hükmolunmuş, işbu hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine 12/02/2014 tarihli ek kararla esas hükmün kesin olarak verildiğinden bahisle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili temyiz talebinin reddine dair ek kararı süresinde temyiz etmiştir.
    Uyuşmazlık; yerel mahkeme kararının kesin olup olmadığı, varılacak sonuca göre; kayıp-kaçak bedeli tahakkuku uygulamasının mevzuata uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İptali istenen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararı; tüketiciden haksız yere alınan kayıp kaçak , dağıtım iletim , PSH sayaç okuma bedellerinin iadesine ilişkindir .
    Mahalli Mahkeme; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3.maddesi ve 1086 sayılı yasanın 427.maddeleri gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın miktarına göre (dosyadaki fatura dökümlerine göre iadesine karar verilen meblağ yönünden verilen kararın miktar itibarıyla kesin olduğundan) ek kararla davacı vekilinin süresinde yapılan temyiz talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından verilen bu ek kararda süresinde temyiz edilmiştir.
    Davanın niteliği ve müddeabihi itibariyle, kararın temyizinin mümkün olup olmadığı, bir başka ifadeyle esas kararın kesin olup olmadığı tartışılmalıdır.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2. maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu, dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle açık bir biçimde, bir kararın temyiz kabiliyetini haiz bulunup bulunmadığını belirlerken, davanın miktar veya değeri yanında temel ölçü olarak davanın türünü de esas almıştır. Davada, davacının abonelerinden almakta olduğu kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin alınmamasına dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemiyle açılmış; davalının yarattığı çekişmenin giderilmesi talep edilmiştir.
    Her ne kadar davacının davalıdan aldığı kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli miktar itibariyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5.maddesinde ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; yaratılan çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da yönelik olduğu, dolayısıyla art etkisinin bulunduğu, yine kayıp kaçak vs. bedellerinin alınması
    uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlığın bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Dolayısıyla yaratılan çekişme ve hukukî uyuşmazlığın kesinlik sınırının dışında kaldığı da açık ve belirgindir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/05/2009 tarih 2009/13-122, 189, 13/10/2010 tarih 2010/13-406, 503 Esas, Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir)
    Kesin olmayan bir kararın mahkemece kesin olarak verildiği belirtilerek ve gerçekte kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılması ve bu kararın temyizine ilişkin dilekçenin kararın kesin olduğundan bahisle red edilmesi yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz.
    HUMK.nun 432/4.maddesinde "Temyiz, temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa karar veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir." Yasanın vazettiği anlamda bir kesinlik gerçek bir kesinliktir. Yoksa ki, kesin olmayan bir karara mahkemenin kesin ibaresini koyması o kararın kesin olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla da 432/4. maddesinde belirtilen bir kesinlikten bahsedilemez. Kesin olmayan bir karara hakimin kesin olduğunu kararına yazması bu kararın gerçekte kesin olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla da temyizi mümkündür.
    Arz edilen hususlar muvacehesinde; kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılması ve bu kararın temyizine ilişkin dilekçenin kesin olduğundan bahisle reddedilmesi yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağından bu nedenle temyiz dilekçesinin kararın kesin olduğundan bahisle reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılması ve yasal süresi içinde verilen temyiz isteminin (esastan) incelemesine geçilmiştir.
    Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davalı kurum’un abonelerinden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelinin iade edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıdan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
    Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
    Davacı Kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları fâaliyetleri ve bu fâaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.
    Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.
    Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.
    Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
    Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
    Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davacı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir.
    Bununla birlikte, nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutularak yazılı şekilde hüküm tesisinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, karar yerinde olduğundan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince kararın ONANMASINA, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi