Esas No: 2018/6665
Karar No: 2019/1605
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/6665 Esas 2019/1605 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve davalılar ... ile Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 9043217,05 m² yüzölçümlü taşınmaz orman niteliği ile ... adına tesbit edilmiştir.
Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... birlikte imzalayıp verdikleri 15.08.2007 havale tarihli dava dilekçeleri ile; taşınmaz içersinde tarla, bağ ve bahçe niteliğinde taşınmazları bulunduğunu belirterek dava konusu taşınmazın kadastro tesbitinin iptal edilerek kendilerine ait taşınmazların adlarına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
..."ın aynı parsele yönelik açtığı dava dosyası eldeki dava ile birleştirilmiştir.
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... aynı iddialar ile davaya katılmışlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,
Davacı ..."ın davasının reddi ile dava konusu taşınmaz olan ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 nolu parsel içerisinde kalan ve fen bilirkişisi ... ve ..."ın 27/06/2014 tarihli krokili raporunda (İ) harfi ile gösterilen kısmının tespit gibi tesciline,
Dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ... ve ..."ın 27/06/2014 tarihli krokili raporunda;
(J) harfi ile gösterilen 3216,782 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(K1) harfi ile gösterilen 4448,678 m2"lik kısmının, (K2) harfi ile gösterilen 2026,231 m2"lik kısmının ve (K3) harfi ile gösterilen 2950,425 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(L1) harfi ile gösterilen 2090,513 m2"lik kısmının ve (L2) harfi ile gösterilen 1785,207 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(M1) harfi ile gösterilen 951,523 m2"lik kısmının, (M2) harfi ile gösterilen 966,133 m2"lik kısmının ve (M3) harfi ile gösterilen 916,006 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(N1) harfi ile gösterilen 1325,430 m2"lik kısmının ve (N2) harfi ile gösterilen 1380,170 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(O) harfi ile gösterilen 1065,232 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(Ö) harfi ile gösterilen 2091,221 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(P) harfi ile gösterilen 407,950 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(R1) harfi ile gösterilen 489,260 m2"lik kısmının ve (R2) harfi ile gösterilen 2923,690 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(S) harfi ile gösterilen 1089,600 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(Ş) harfi ile gösterilen 640,672 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(T) harfi ile gösterilen 1664,053 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(U1) harfi ile gösterilen 4934,985 m2"lik kısmının ve (U2) harfi ile gösterilen 902,785 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
Dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ..."un 11/06/2009 tarihli krokili raporunda
(A) harfi ile gösterilen 7706,72 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(B) harfi ile gösterilen 2299,92 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(C) harfi ile gösterilen 1254,14 m2"lik kısmının ve (D) harfi ile gösterilen 123,67 m2"lik kısmının ayrı ayrı aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(E) harfi ile gösterilen 9394,38 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına tarla vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(F) harfi ile gösterilen 2478,68 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... ve ... kızı 20/02/1939 doğumlu, ... adına bahçe vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(G) harfi ile gösterilen 12658,50 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına tarla vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
(H) harfi ile gösterilen 3492,07 m2"lik kısmının aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle ... adına tarla vasfında tapuya kayıt ve tesciline,
Geriye kalan kabul kararı dışında kalan kısımların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve davalılar ... ile Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, bu taşınmaz orman olarak sınırlandırılmıştır.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkin olup mahkemece (İ) harfi ile gösterilen yer hariç diğer dava edilen yerlerin evveliyatının orman olmadığı gerekçesi ile davacı ... yönünden davanın reddine, diğer davacılar ve asli müdahiller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de incelenen dosya kapsamına ve toplanan delillere göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz 101 ada 1 parsel olup dava, Orman Yönetimi ve
Hazineye yöneltilerek açılmıştır. Kural olarak; kadastro tespitine itiraz davalarının tespit malikine karşı açılması gerekmektedir. Davaya konu (U1-2), ( İ 1) ve ( İ 2) harfleri ile gösterilen taşınmazların sırasıyla 185 ada 1 parsel, 182 ada 1 ve 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar kapsamında kaldığı, dosya kapsamında yer alan kadastro tutanak suretlerinin incelenmesinde 185 ada 1, 182 ada 1 ve 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfı ile dava dışı gerçek kişiler adına yapılan tespitlerinin itirazsız kesinleştiği
anlaşıldığına göre, bu taşınmazların dava konusu taşınmaz kapsamında kaldığı yanılgısı ile haklarında hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ayrıca kural olarak; orman içi açıklıkları zilyetlikle iktisap edilemezler. İstisna olarak tapu kaydının varlığının söz konusu olduğu hallerde orman içi açıklığından söz edilemez. Ayrıca çekişmeli taşınmazın hudutlarında devlet karayolu, tren yolu, nehir ve ırmak gibi orman ile taşınmaz arasında ayırıcı unsurun varlığı halinde ya da bir yönden kadastro parsellerine irtibatlı olması halinde veya çekişmeli taşınmazla birlikte komşu taşınmazların bir bütün olarak yüzölçümlerinin orman içi açıklığı konumunu aşacak ölçüde olması ve kadastro parsellerine ulaşacak biçimde haritasında yol olması hallerinde de artık orman içi açıklığından söz edilemez
Somut olayda; davacı ve asli müdahilller tapu kaydına tutunmadığı gibi çekişmeli taşınmazlardan (G) ve (H) ile gösterilen kısımların dört tarafı orman ile çevrilidir. Bu haliyle taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olup, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 tarihli ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]
Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve
yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşınmazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek orman içi açıklık niteliğinde olan (G) ve (H) harfi ile gösterilen taşınmazlar hakkında davaların reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle delillerin yanlış taktiri ile bu kısımların davacı ... ve ... adına tesciline dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu hususların yanı sıra, mahkemece yukarıda bahsi geçen (U1-2), ( İ 1) , ( İ 2), (G) ve (H) harfi ile gösterilen kısımlar dışında kalan taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak davaların kabulü ile kişiler adına tescile karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki; davacı gerçek kişiler belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış olduğuna göre, öncelikle, dava konusu edilen yerlerin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının ve zilyetlik koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin usûlünce araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; mahkemece, davaya konu taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp davacı adına tescile karar verilen taşınmazların niteliği ile konumu ve o tarihlerde tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, taşınmaz bölümlerinin eğimi net olarak belirlenmemiş, hükme esas orman bilirkişi raporunda taşınmazların tarihi bildirilmeyen memleket haritasında kısmen bağ kısmen de açık alanda kaldığı bildirilmiş, taşınmazların bulunduğu yeri kapsar hava fotoğraflarının zemine uygulaması yapılmamış, evveliyatları usulünce araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile münhanili kadastro paftası örneği, halihazır harita ve topoğrafik harita örneği, komşu parsellere ilişkin tapu kayıtlarının ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyalarının, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru, bir ziraat yüksek mühendisi ile yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmaz bölümleri ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazların ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile
yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ile hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, ayrıca münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle çekişmeli yerlerin gerçek ve kesin eğimi belirlenmeli, irtibatlı kroki düzenlettirilmeli; keşifte yerel bilirkişiler yanında varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; taşınmazların zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı ne kadar süredir tarım alanı olarak kullanıldığı hususunda taş - toprak analizi de yapılmak suretiyle ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ... ve davalılar ... ile Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.