Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13468
Karar No: 2014/19652
Karar Tarihi: 16.12.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13468 Esas 2014/19652 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/13468 E.  ,  2014/19652 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davalılar ... aleyhine açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.12.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava; vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 260, 261 ve 262 nolu toplam 18150 m2lik kadastral parsellerin imar uygulamasının yapılması için harita mühendisi olan davalı ... ile anlaştığını, anlaşma sırasında uygulamaya giren parsel miktarının %50"sinin imar parseli olarak kendisine verileceğinin, %50 "sinin ise ... Belediyesine bağışlanacağının kararlaştırıldığını,imar uygulaması yapıldıktan sonra % 23 oranında düzenleme ortaklık payı alındığını öğrendiğini, oluşan imar parsellerinden 625 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Belediyeye bağışlanmayıp adına tescil edildikten sonra davalı ... tarafından kendisine vekâleten davalılar ..."a satış yoluyla temlik edildiğini, ..."ın da edindiği payı diğer davalı ..."ya satış suretiyle devrettiğini, yapılan temliki işlemlerin muvazaalı olup, düşük bedelle gerçekleştirildiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiş, ıslah yoluyla, tazminat miktarını artırarak 1.081.249,00 TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, yaklaşık 3 yıl gibi uzun bir zamanı kapsayan ve her türlü emek ve fedâkârlıktan kaçınılmadan oluşturulan imar planı ve devamındaki imar uygulama projesinde öncelikli olarak parsel sahiplerinin haklarının sonuna kadar korunduğunu, tüm taşınmaz sahiplerinden olduğu gibi davacıdan da %50 yer alındığını, ayrıca belediyeye ciddi oranda hibe desteği yapıldığını, imar işleminin belediye, kadastro ve tapu sicil müdürlüğünde her türlü teknik ve hukuki kontrollerden geçerek sonuçlandırıldığını iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, vekilin özen ve sadakatla iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, almış olduğu şeyi vekâlet verene tevdi etmekle yükümlü olduğu, davalı ..."ın satış bedelinin tamamını davacıya ödediğini ispat edemediği, taşınmazın satış tarihindeki değeri ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazın satış tarihi itibariyle 1.081.249,00 TL vekilden alacaklı olduğu, ancak, davacı vekilin satış bedeli olarak davacıya para ödemesi yapmadığı gerekçesiyle davacı için 1.081.249,00 TL tazminatın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine,davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının, ... 1. Noterliğinin 02.04.2007 tarihli 5613 yevmiye nolu vekâletnamesiyle davalı ..."ı vekil tayin ettiği,vekâletnamede dava konusu 6625 ada 1 parsel için " dilediği kadarını dilediği kişi veya kişilere veya ... Belediyesine bağışlamaya, dilediği kadarını dilediği kişi veya... Belediyesine satmaya" ibarelerinin yer aldığı, bu vekâletnameye istinaden de davalı ..."ın, davacı adına kayıtlı dava konusu 625 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalılar ... ve ..."a satış suretiyle temlik ettiği; ..."ında bir kısım payını diğer davalı ..."ya satış yoluyla devrettiği, 6625 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 1.081.249,40 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Davada vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
    Bilindiği üzere Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekâlet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1.maddesi ) Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dışı tescil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilinin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olayda, davacının, maliki olduğu 260, 261 ve 262 nolu toplam 18150 m2lik kadastral parsellerin imar uygulamasının yapılması için harita mühendisi olan davalı ... ile anlaştıkları, uygulamaya giren parsel miktarının %50"sinin imar parseli olarak davacıya verileceğinin, %50 "sinin ise ... Belediyesine hibe edileceğinin kararlaştırıldığı, imar uygulaması sırasında terk ve hibe oranının ... Belediye Meclisinin 05.12.2005 tarihli, 11/154 sayılı kararı gereği %50 olarak belirlendiği, imar uygulaması yapıldıktan sonra davacıya ait 260, 261 ve 262 nolu toplam 18150 m2lik taşınmazdan 4160,23 m2 DOP kesildikten sonra 13989,77 m2"nin imar parsellerine tahsis edildiği, davacıya % 50 imar parseli kalacak şekilde imar uygulamasının yapıldığı, %49 oranında imar parselinin davacı adına tescil edildiği, kalan %1" lik oranın ise davalı ..."ın çalışmalarına karşılık verilen 175 m"lik alana tekabül ettiği, davacının bir zararının olmadığı, kaldı ki, eldeki davaya konu olay nedeniyle davalılar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/11 esas sayılı kamu davasının yapılan yargılaması sırasında katılan sıfatıyla davacının, bir zararının bulunmadığını, eksik bağış nedeniyle kamu zararı niteliğinde belediyenin zararının olduğunu beyan ettiği ve yapılan yargılama sonucunda, ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.09.2014 tarih, 2014/11 esas, 2014/194 karar sayılı kararıyla davalılar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verildiği, ancak, kararın kesinleşmediği görülmektedir.
    O hâlde, yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetildiğinde davacının bir zararının bulunmadığı, vekil ..."ın, davacı ile arasında yapılan anlaşma doğrultusunda işlem yaptığı, vekâlet görevinin kötüye kullanılmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere davalı vekil ... yönünden tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi