14. Ceza Dairesi 2014/3500 E. , 2014/7896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 26.06.2013
SUÇ : Sanık ... için beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar ... ve ... için çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, sanık ... için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanık ..."nin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine, diğer sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... hakkında verilen temyizin reddi kararının incelenmesinde;
Mahkemece, sanık ..."nın yüzüne karşı verilen 13.06.2011 tarihli hükümle ilgili olarak sanığın 1412 sayılı CMUK.nın 310/1. maddesinde öngörülen kanuni bir haftalık süre geçtikten sonra 21.06.2011 havale tarihli dilekçeyle anılan hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, sanık ..."nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle mahkemece temyiz isteminin reddine dair verilen Ek Kararın ONANMASINA,
Her ne kadar Mahkemece, kanuni süresinden sonra hükmün sanık ...
tarafından temyiz edildiği gerekçesiyle vâki temyiz isteminin reddine dair 26.06.2013 tarihli Ek Karar verilip bu sanık yönünden hüküm kesinleştirilerek infaza verilmiş ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla yapılan incelemede adı geçen sanığın halihazırda kesinleştirilen cezanın infazını görmekte olduğu anlaşılmış ise de, sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün aynı zamanda katılan müştekiler ... ve ... vekilince de aleyhe temyiz edilmesi nedeniyle halen kesinleşmediği tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, sanıklar ...., ...., ..., ... haklarında kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin sanık ... müdafii, sanıklar ... ve ... ile katılan müştekiler ... ve ... vekilinin temyizlerine istinaden yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunmalar, tanık ... 27.05.2007 tarihli emniyet beyanında olay günü sabahı arkadaşı olan mağdurenin elinde sırt çantasıyla okul önüne geldiğini, mağdurenin kendisine ... isimli arkadaşının bekar evinde ... kaldığını ve kendisini kahvaltıya çağırdıklarını ayrıca ... gece evinde misafir kalabileceğini söylemesi nedeniyle içinde şahsi kıyafetleri ile iç çamaşırları bulunan sırt çantasını aldığını söylediğini ve bir süre sonra gelen sanıklar ... ile ... olduğu araca binerek ayrıldığını ifade etmesi, sanık ..."nın evinde mağdurenin sırt çantasının bulunması, sanık ... ile eşi sanık ..."nin evinde tahsis edilen odada sanık ..."yle cebir, tehdit veya hile olmaksızın cinsel ilişkiye girmesi ve ertesi gün..."yle beraber lunaparka giden mağdurenin burada bir tanıdık tarafından görülüp, babası müşteki ... yerinin söylenmesinin ardından polise haber verip lunaparka gelen babası tarafından bulunması karşısında, bu şekilde gerçekleşen olayda sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mevcut haliyle sanıklardan .... eylemlerinin reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK.nın 104/1), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK.nın 234/3) suçlarını, sanıklar ..., ... ile ... eylemlerinin ise çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK.nın 234/3) suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri tesis edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ... ile katılan müştekiler ... ve ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenleri ve tutuklukta geçirilen süre nazara alınarak tutuklu sanık ..."un TAHLİYESİNE, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleştirilerek infaza verilen hükümlü ... hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, infazda geçen süre göz önüne alınarak TAHLİYESİNE, adları geçen sanıkların başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadıkları takdirde derhal salıverilmeleri hususunun mahalline en seri vasıtayla bildirilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.