Esas No: 2009/16945
Karar No: 2010/1713
Karar Tarihi: 15.02.2010
Yaşlılık Aylığından Yararlanma - Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2009/16945 Esas 2010/1713 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2009/16945 E., 2010/1713 K.
10. Hukuk Dairesi 2009/16945 E., 2010/1713 K.
- YAŞLILIK AYLIĞINDAN YARARLANMA
- 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Geçici Madde 7 ]
"İçtihat Metni"
Davacı, 28.03.1990 - 01.07.1997 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve 01.06.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurumun avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mustafa Arınmış tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Kanunun 2, 6 ve 9. maddeleridir.2926 sayılı Kanunun; 2. maddesi uyarınca "...diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmayan tarımsal faaliyette bulunan kimseler...Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılırlar." Sigortalılığın sona ermesini düzenleyen 6. maddesinde ise, bu gibilerin diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışmaları halinde çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıklarının sona ereceği öngörülmüştür. Ancak, anılan Kanunun 5. maddesinde yerini bulduğu üzere sigortalılığın zorunlu oluşu ve kapsama dahil bulunmak koşuluyla sigortalı olmak hak ve yükümünden vazgeçilemeyeceği gibi kaçınılamayacağı olgusu, Kanunun 9. maddesinde yer alan Kurumun resen tescil yükümü ile birlikte gözetildiğinde, davacının, diğer sosyal güvenlik kuruluşu olan Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmasının bitiminde 2926 sayılı Kanun çerçevesinde tarımsal faaliyetlerine yeniden başlayarak devam etmesi halinde, davalı Kurumun sonradan gerçekleşen bu tarımsal faaliyete değer vermesi zorunludur.Bu bağlamda, 2926 sayılı Kanun kapsamında kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyetin sürdüğünün karinesi; valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtlarıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 1581 sayılı Kanuna göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin,
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar ve Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan millî bankaların kayıtlarıdır.
Somut olayda davacının; tarımsal faaliyeti nedeniyle 2926 sayılı Kanun uyarınca sigortalılık tescilinin 01.05.1985 tarihi itibariyle yapıldığı, 29.03.1990 - 12.04.1990 tarihleri arasında 13 gün Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi sigortalı olarak çalışması nedeniyle, sigortalılığının 28.03.1990 tarihi itibariyle durdurulduğu ve prim ödemesi nedeniyle 01.07.1997 tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davada çözülmesi gereken hukuksal sorun, tescil ya da tevkifata dayalı olarak başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı sürecinde devreye giren ve makul kabul edilebilecek bir süre devam eden başka bir zorunlu sigortalılık nedeniyle, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermeyeceği, başka bir anlatımla; Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam eden kişinin, 506 veya 1479 sayılı Kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı olması ve bu sigortalılığın makul kabul edilebilecek bir süre devam etmesi halinde, yeniden tescil başvurusu, prim ödemesi ya da ürün teslimatı nedeniyle tevkifatı bulunmadan boşlukta geçen dönemde devam eden kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyet nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2007 gün ve 2007/21-73-71 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, davacının 01.05.1985 tarihinde başlayan 2926 sayılı kanun kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışması nedeniyle 28.03.1990 tarihinde sona erdiği, 29.03.1990 - 12.04.1990 tarihleri arasında gerçekleşen 13 gün çalışmasının makul kabul edilebilecek bir süre olması nedeniyle dava konusu dönemde kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürdüğünün belirlenmesi halinde davacı 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak kabul etmek mümkün olacaktır.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olayda; dava konusu döneme ilişkin olarak davacının kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetinin varlığı ve süresi; 2926 sayılı Kanunun 3/b, 6, 10 ve 36. maddeleri çerçevesinde gerekli inceleme ve araştırma yapılarak; nerede oturduğu, kendi mülkü veya miras yolu ile elde ettiği mülkte mi yoksa ortaklık ya da kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde mi tarımsal faaliyette bulunduğu; varsa, ortaklık veya kiralamaya ve arazi miktarına ait delillerin neler olduğu, icar sözleşmesi bulunup bulunmadığı; ilçe tarım müdürlüğü, tarım kredi ile yağlı tohumlar veya ürettiği ürün çeşitlerine göre üyesi olma ihtimali bulunan diğer kooperatif kayıtlarının başlangıç ve bitiş tarihleri; hangi tür ürünler ektiği, ne kadar ürün elde ederek nerelere sattığı, ürün
teslimlerinden Bağ-Kur prim tevkifatı yapılıp yapılmadığı, tarımsal faaliyete ara verip vermediği, zirai kurum kayıtlarının başlangıç ve bitiş tarihleri, kooperatif ve bankalardan tarımsal amaçlı kredi kullanıp kullanmadığı, ortalama gelirinin ne kadar olduğu ve geçimini sağlamaya yetip yetmediği, tohum veya gübre alımlarına ilişkin belgeleri bulunup bulunmadığı, ruhsatlı veya satın almaya ilişkin sözleşmesi ile malikinin beyanı da alınmak suretiyle zilyetliğinde olan traktörü bulunup bulunmadığı, hayvanı; dolayısıyla hayvan satış sözleşmeleri veya süt satımına ilişkin müstahsil makbuzları bulunup bulunmadığı hususları dava konusu dönem içerisinde görev yapan muhtar veya azalar ile, ilgili kişi ve kurumlardan sorularak ve zabıta marifetiyle araştırılıp somut veri ve belgelere dayalı tespit yapılarak, davacının 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
2-)2926 sayılı Kanunun yaşlılık aylığından yararlanma şartlarını düzenleyen 17. maddesi, 4956 sayılı Kanunun 56. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, 4956 sayılı Kanunun 54. maddesiyle 2926 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. maddede; 1479 sayılı Kanunun yaşlılık aylığı bağlama koşullarına ilişkin hükümleride dahil olmak üzere bir kısım hükümlerinin 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılar hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu yönde, yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin yazılı isteği gereğince davacıya, davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için; 1479 sayılı
Kanunun geçici 10. maddesinde düzenlenen (mahkemece kabul edilen sürelerde dahil olmak üzere prim ve her türlü borç olmamalıdır) sigortalılık primi ödeme süresiyle yaş şartının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği gözardı edilmemelidir.
3-)Kabule göre; mahkamece kabul edilen sigortalılık süreleride dahil olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması için davacının 25 yıl primi ödenmiş sigortalılık süresi olmadığının belirgin olmasına karşın, davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması, isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.