20. Hukuk Dairesi 2015/9536 E. , 2016/7317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
09.08.1990 yılında 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında ... köyü 109 ada 1 parsel sayılı 1.404 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 405 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe niteliği ile ... ..., ... ... ve ... adlarına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
113 ada 33, 25 ve 37 parsel sayılı sırasıyla 142 m2, 1.905 m2 ve 170 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar 1938 tarih 428 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 113 ada 33 sayılı parsel ev ve bahçe niteliği ile diğer parseller bahçe niteliği ile ... ..., ... ..., ... ve ... adlarına tespit edilmişler, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitlerine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmişlerdir.
109 ada 2 parsel sayılı 1.404 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 405 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe niteliği ile ... adına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
111 ada 1 parsel sayılı 583 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 405 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe niteliği ile ... ..., ... ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
113 ada 25 parsel sayılı 1.008 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1938 tarih 420 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile ... ..., ... ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
107 ada 28 parsel sayılı 2.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 342 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile ... ..., ... ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
107 ada 61 parsel sayılı 9.737 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 447 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe niteliği ile ... ..., ... ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiş, daha sonra kadastro komisyonunca taşınmazın sit alanı içinde kaldığından söz edilerek ... adına tespitine karar verilmiş, itirazsız kesinleşmiştir.
Davacılar ... ... ve arkadaşları 29.08.1994 tarihli dilekçe ile; ırsen intikal, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 109 ada 1 sayılı parselin ... ..., ... ... ve ..., 109 ada 2 sayılı parselin ..., 107 ada 28 ve 61, 111 ada 1, 113 ada 25, 33, 35 ve 37 parsellerin ... ... mirasçıları olan kendileri adlarına payları oranında tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, davanın reddine yönelik verilen kararların davacı kişiler tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 3 kez, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince bir kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.12.2011 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı son bozma kararında özetle; "Mahkemece; gözlem ve fotoğraflara göre dava konusu taşınmazların tarım arazisi olma özelliği taşımadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin davayı red gerekçesinin dosya kapsamı ile örtüşmediği, bozma sonrasında yapılan keşifte taşınmazların mahkeme hâkimince gözlemlenmediği, ziraat yüksek mühendisi .... tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazların imar ve ihya işlemlerinin uzun yıllar önce tamamlandığı, en az 40-60 yıl süreyle tarım arazisi olarak kullanıldıkları, 109 ada 1 ve 2 ile 113 ada 25 sayılı parsellerde 20-80 yaşlarında çok sayıda zeytin ağaçları, 111 ada 1 sayılı parselde 20-70 yaşlarında çok sayıda zeytin ve narenciye ağaçları olduğu, 113 ada 37 sayılı parselde değişik meyve ağaçları, 113 ada 35 sayılı parselde çok sayıda 30-80 yaşlarında zeytin ağaçları ile meyve ağaçları bulunduğu diğer parsellerin üzerinde ağaç olmadığının belirtildiği, fotoğrafçı bilirkişi Musa Bakar tarafından dosyaya sunulan fotoğraflarda ise çekişmeli taşınmazlardan 107 ada 28 ve 61 sayılı parsellerin imar ve ihyası tamamlanmamış taşlık olarak, diğer taşınmazlarda ise zeytin ve meyve ağaçlarının gözüktüğü, dosyadaki fotoğraflar ile ziraat bilirkişi raporunun birbiriyle çelişik olduğu, mahkemece bu çelişkilerin yöntemince giderilmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yöntemince araştırılmadığı, ayrıca hükme dayanak yapılan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldıklarından orman sayılmayan yerlerden oldukları açıklanmış ise de, çekişmeli taşınmazların eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile 1970-1975’li yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafındaki konumlarının belirlenmediği, bu sebeplerle en eski tarihli ve 1970-1975’li yıllara ait memleket haritaları ile hava fotoğraflarının ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında iki orman mühendisi ve bir harita mühendisi bulunamaması halinde bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığının belirlenmesi, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişilerinin taşınmazlar başında dinlenmesi, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların araştırılması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 107 ada 61 parsel sayılı taşınmazın imar ve ihya edilmediği, diğer çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 107 ada 61 sayılı parsele yönelik davanın reddine, diğer parsellerin tapu kayıtlarının iptal edilerek 109 ada 2 parselin ..., 109 ada 1 sayılı parselin ... ve paydaşları, 111 ada 1, 113 ada 25, 33, 35, 37, 107 ada 28 parsel sayılı taşınmazların ... ve müşterekleri adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili ve ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1988 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılıp 30.05.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... ... yükletilmesine, ... harç alınmasına yer olmadığına 21/06/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.