22. Hukuk Dairesi 2014/24876 E. , 2016/410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalılardan ..."nin sigortalı işçisi olarak 10.06.2007-16.11.2011 tarihleri arasında süt toplama kamyonu şoförü olarak çalıştığını, davalı ..."nin diğer davalı ..."nin süt toplama işini taşeron olarak aldığını ve yanında çalıştırdığı şoförlerle Aynes yetkililerinin direktifleri doğrultusunda bu işi yaptığını, yani davalı ..."nin asıl işveren diğer davalının alt işveren olduğunu, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, fazla mesai yaptığını belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve vekili, davacının işyerinde 26.06.2008 tarihinde işe başladığını, hiçbir ücret alacağı veya tazminat alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davalı ... bakımından davanın husumetten reddine, diğer davalı şirket aleyhine davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik sebeplerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Dosya içeriği ve emsal dosya dikkate alındığında;davalılarca aralarında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında 4857 sayılı Kanun"un 2/6. ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının işçilik alacaklarından davalı şirketlerin müştereken ve mütesilsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken mahkemece yazılı gerekçe ile davalı ... bakımından davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 13.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.