1. Hukuk Dairesi 2014/13163 E. , 2014/19832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı,kayden maliki bulunduğu 2006 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü davalının hiçbir hukuki nedene ve sözleşmeye dayanmadan, bilgisi ve izni dışında 10 yılı aşkın bir süredir kullandığını,davalı tarafa gönderdiği 21.11.2011 tarihli ihtarname ile fuzuli işgali nedeniyle tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava konusu taşınmazı tahliye etmesi ve yararlanma bedelini ödemesi hususunun ihtar edildiğini, bunun üzerine davalının taşınmazı tahliye ettiğini ancak kullanım bedeli ödemekten imtina ettiğini ileri sürerek ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu alacağın bir kısmının zamanaşımına uğradığını, ecrimisil şartlarının oluşmadığını, kötü niyetli olmadığını,sözkonusu yazlıkta kiracı olarak oturduğunu, kira bedellerinin akdi yapılan kişiye düzenli ödendiğini, bu nedenle herhangi bir borcunun bulunmadığını, ihtarnamenin eline ulaşmasıyla gerçeği öğrendiğini ayrıca taşınmaza faydalı giderler yaptığını belirterek takas ve mahsup talebinde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıdan olan ecrimisil alacağının 19.563,00 TL olduğunun tesbiti ile bu bedelden davalı tarafından taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin 15.500,00 TL nin indirilmesi sonucunda davacının 4.063,00 TL lık ecrimisil talebinin kabulü ile her bir dönemden itibarin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2006 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu dublex meskenin davacı adına kayıtlı olduğu,davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı,01.07.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu meskenin dava dışı kişi tarafından davalıya kiraya verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir.
Somut olaya gelince;davalı ile kira sözleşmesi yapan dava dışı kişinin taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı ve davacının da taşınmazını kiraya vermesi için başkasını yetkilendirmediği,ayrıca davalı ile dava dışı kişi arasında yapılan kira sözleşmesine de icazet vermediği dosya kapsamı ile sabittir. Öyle ise;davalı tarafından sunulan kira sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağında kuşku yoktur.
Diğer taraftan, çekişme konusu taşınmazın yazlık olarak kullandığı tarafların kabulündedir. Her ne kadar, yazlık niteliğindeki taşınmazın dönemsel kullanıldığının kabulü gerekse de, davalının sürekli ve eşya bulundurmak suretiyle taşınmazı hakimiyetinde bulundurduğu gözetildiğinde bilirkişilerce yıllık olarak ecrimisil hesabı yapılmasında bir isabetsizlik yoktur.
Mahkemece, çekişmeli bağımsız bölümün davalı tarafından haksız kullandığı belirlenmek ve benimsenmek suretiyle ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; davalı tarafından taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yapılmışsa iyi veya kötüniyetli olup olmadığına göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 994. ve 995. maddelerine göre bir değerlendirme yapılması gerekeceği açıktır. Türk Medeni Kanununun 994. maddesinde ""iyi niyetli zilyet geri vermeyi isteyen kimseden o şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderlerin tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir"" düzenlemesine yer verilmiştir.Gerçekten de, davalının yargılama sırasında böyle bir savunmada bulunmasına mani bir hüküm bulunmadığı gibi, savunma yoluyla getirilen bu isteğin mahkemece değerlendirilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.
Ne var ki, davalı taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını savunarak mahsup ve takas isteğinde bulunmuş ve mahkemece soyut belirlemeler ile davalının bu savunması doğrultusunda bilirkişilerce hesaplanan ecrimisilden zorunlu ve faydalı masrafların mahsubu suretiyle belirlenen bedel üzerinden karar verilmiş ise de;davalı, taşınmaza ne gibi masraf yaptığını açıkça belirtmemiş ve belgelendirmemiştir.
Hal böyle olunca, davalının TMK"nin 994. maddesi gereğince taşınmaza yaptığını savunduğu zorunlu ve faydalı masrafları kanıtlayamadığı gözetildiğinde,bu konuda hesaplanan miktarın mahsup edilmeden belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.