Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4500
Karar No: 2016/7366
Karar Tarihi: 22.06.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4500 Esas 2016/7366 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4500 E.  ,  2016/7366 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı gerçek kişi, 12.10.2006 tarihli dilekçesiyle ... köyü 914 sayılı parseli 28.02.1986 tarihinde satın aldığı ve adına tapuya kayıt ettirdiği, satın aldığı tarihte orman ile ilgisi olmadığına ilişkin şerh bulunmadığı halde, satın almasından 16 yıl sonra kısmen orman kadastrosu sınırları içine alındığı, orman kadastrosunun iptali istemiyle açtığı davanın reddedildiği, ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne ilişkin davanın ise kabul edilerek, adına olan tapu kaydının iptal edildiği, bu şekilde zarara uğradığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faiziyle birlikte 5000,00.-TL maddi, 2500,00.-TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak kendisine verilmesini istemiş, 06.12.2007 tarihli dilekçesiyle de, dava konusu yerin değerinin 106.062,00.-TL olduğunun belirlendiğinden söz ederek, bu miktardaki tazminatın davalı Hazineden alınarak kendisine verilmesini istemiş, davalar birleştirilmiştir.
    Mahkemenin davanın kabulü ile istemle bağlı kalınarak 5.500,00.-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin 01.11.2007 gün ve 2006/195 - 217 sayılı kararı, Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.11.2008 gün ve 2008/4876 - 14693 sayılı kararı ile zararın idari işlemden kaynaklandığı, bu nedenle idari yargının görevli olduğuna değinilerek sair temyiz itirazları incelenmeden bozulmuş, mahkemenin bozmaya uyarak davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizliğe ilişkin 06.10.2009 gün ve 2009/51 - 90 sayılı kararı da davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.04.2010 gün ve 2010/3339 - 3951 sayılı kararı ile, dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmanın da aynı kapsamda düşünüldüğü, Devletin kadastro işlemlerinden doğan sorumluluğunun Medenî Kanunun 1007. maddesi kapsamında değerlendirildiği, davada Adli Yargının görevli olduğu, mahkemece dairenin görevsizlik kararına uyularak görevsizlik kararı verilmişse de görev konusunda usulî kazanılmış hak oluşmayacağından, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu benimsenerek işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez, 2010/219 Esaslı dosyada maddi tazminat isteminin kabulü ile 5.500,00.-TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mahkemenin birleşen 2007/276 Esaslı dosyasında davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 101.062,00.-TL maddi tazminatın 06.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davcıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz
    edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/01/2012 tarih 2011/10403 - 2012/219 sayılı kararı ile; "Tapusu iptal edilen parsellerin arsa olmayıp arazi olduğu yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, taşınmazların değerinin, dolayısıyla davacı zararının saptanmasında kullanılan yönteme ve hesaplanan tazminat miktarına ilişkindir.
    Tapusu iptal edilen taşınmazın değeri, taşınmazın mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünlerin ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelirin hesaplanması ve bilimsel yolla değerinin bulunması, bedel tesbitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek özellikle parselin üzerinden tuğla fabrikası için toprak alınmasının taşınmazın değerine etkisinin saptanması gerekirken, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarında bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu durumda, net gelir esasına göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuyla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra asıl dava açısından, davanın kısmen kabulü ile 66.000.-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 12/10/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleştirilen dava açısından, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı gerçek kişi yararına hükmedilen 66.000.-TL maddi tazminatın 60.500.-TL"lik kısmının Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05/04/2010 tarih 2010/3339 E. - 3951 K. sayılı bozma ilamından sonra yapılan 13.10.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile istenildiğinin anlaşılmasına göre, mahkemece hatalı değerlendirme ile bozmadan sonraki ıslaha değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
    Yapılacak iş: Asıl dava bakımından davacı gerçek kişi vekilinin ıslahen artırdığı kısım yönünden, İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslahın mümkün bulunmaması nedeniyle talebinin reddine karar vermek ve birleşen dava bakımından da işin esasına girerek tüm delilleri bir arada değerlendirip bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukukî olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekili ve davacı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/06/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi