3. Hukuk Dairesi 2014/11047 E. , 2014/14876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/680-2014/154
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların Eskişehir 1. Aile Mahkemesinin 2012/833 E-64 K sayılı ilamı ile TMK.nun 166/3 maddesi uyarınca boşandıklarını, boşanma kararıyla müşterek çocuk Demir"in velayetinin müvekkiline verildiğini, boşanmadan sonra müşterek çocuğun davalının bilgisi dahilinde Tekirdağ"da bulunan büyükanne-büyükbaba yanına gönderildiğini, çocuğun bakımının bu kişiler tarafından sağlandığını, ancak bu durumun çocuğu olumsuz etkilemesi yanında davalının mahkemenin belirlediği günlerde çocuğunu görme isteğiyle takip yaptığını, bu nedenle, çocuğu kalıcı olarak Tekirdağ"dan Eskişehir"e getirmek zorunda kaldığını, davacının bir şirkette asgari ücretle sekreter olarak çalıştığını, Demir"in küçük olması nedeniyle müvekkilinin çalıştığı saatlerde kreşe yada gündüz bakımevine verilmek durumunda olduğunu, müvekkilinin gelirinin çocuğun masraflarını karşılamaya yetmediği iddiasıyla müşterek çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının ... İnşaatta sekreter olarak değil mali müşavir olarak çalıştığını, bu nedenle asgari ücret değil aylık 2.500-3.000 TL civarında gelire sahip olduğu için boşanmada çocuk için nafaka talep etmediğini, davacının talep etmiş olduğu nafakanın çok fahiş olduğunu, müvekkilinin aylık gelirinin 1.100 TL olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren aylık 425,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, 600 TL iştirak nafakası istemine ilişkindir.
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)
İştirak nafakası; çocuğun ihtiyaçları ile ana-babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir(TMK. md. 330).
İştirak nafakası takdirinde, ana ve baba ödeme güçlerine göre küçüğün masraflarına katılacaklardır.
Dosya kapsamına göre, tarafların 30.4.2013 tarihinde boşandıkları, 2011 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacının, bir şirkette asgari ücretle muhasebeci olarak çalıştığı, 350 TL kira verdiği, davalının satış temsilcisi olarak çalıştığı, annesine ait evde oturduğu, 1100 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği, eşinin bayan kuaförü olduğu belirtilmiştir.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle dava tarihi itibarıyla davacı annenin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı biraz fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.