Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11261
Karar No: 2014/14881
Karar Tarihi: 17.11.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/11261 Esas 2014/14881 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/11261 E.  ,  2014/14881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 11. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/04/2014
    NUMARASI : 2013/927-2014/255

    Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırımı davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıyla davalının İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/87 Esas 1997/224 Karar sayılı ilamıyla 24/03/1997 tarihinde boşandıklarını, boşanma sonucu müvekkili yararına 27 TL (eski 27.000.000 TL) nafaka olarak ödenmesine karar verildiği, boşanmadan sonra müvekkilinin oturduğu evin kirasının davalı tarafından ödendiğini, zaman içerisinde nafakanın enflasyona yenildiğini, davalının Bornova"da bir dükkan işlettiğini ve ailesine ait olan apartmanın iki dairesinin davalının kullanımında olduğu, ayrıca bu apartmanda bulunan diğer bir daireden kira gelirinin olduğunu, davacının ileri derecede bel fıtığı olduğunu, çalışamadığını ve davalının geçen Ekim ayından bu yana müvekkilinin kirasını ödemediğini, müvekkili yararına hüküm altına alınan 27 TL nafakanın aylık 1.100 TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, yıllarca eski eşinin ve müşterek çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşıladığını ve her türlü maddi manevi desteği sunduğunu, nafakanın üzerinde bir tutarda davalıya aylık maddi yardımda bulunduğunu, müvekkilinin ticaret hayatında yaşadığı çöküntü ve babasının rahatsızlığı nedeniyle davacının kirasını ödeyemediği hususunun doğru olduğunu, ancak elinden geldiğince yine davacının kiralarını ödemeye çalıştığını, müvekkilinin iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ve bu iş yerinden kaynaklı borcunun olduğunu, icra takibine taahhüt vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin maddi olarak nafaka artırım bedelini karşılamakta ekonomik gücünün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, davanın kısmen kabulüne, davacı yararına hüküm altına alınan 27 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 323 TL artırılarak aylık toplam 350 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kesin olarak karar verildiği, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, ek kararla, sehven şekli anlamda kesin olarak karar verildiği belirtilmekle birlikte, temyiz talebinin reddine karar verildiği ve bu kararın davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
    Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir.
    Somut olayda; mahkemece, kesin olarak hüküm verilmiş olmakla birlikte, 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırının 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL olduğu, mahkemece hükmedilen nafaka miktarının yıllık tutarının ise 3.876 TL olduğu anlaşılmaktadır. HUMK.nun 432/4.maddesinde "Temyiz, temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa karar veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir." Yasanın vazettiği anlamda kesinlik gerçek bir kesinliktir. Yoksa, kesin olmayan bir karara mahkemenin kesin ibaresini koyması o kararın kesin olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla da temyizi mümkündür. Bu bağlamda, kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılması ve bu kararın temyizine ilişkin dilekçenin kesin olduğundan bahisle reddedilmesi yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağından, temyiz dilekçesinin kararın kesin olduğundan bahisle reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılması ve temyiz isteminin (esastan) incelemesine geçilmiştir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır. Bu aşamalar:
    a) Dilekçelerin karşılıklı verilmesi, b) Ön inceleme, c) Tahkikat, d)Sözlü yargılama, e)Hüküm, olmak üzere beş aşamadan oluşmaktadır.
    Ön inceleme aşamasının amacı, tahkikat aşamasına geçmeden önce gerekli hazırlıkların yapılması, bu suretle gerek mahkeme gerekse de tarafların davaya tam bir hakimiyet ile davanın uzamasına sebep olacak nedenlerden arınmış olarak tahkikat aşamasına geçmesini sağlamaktır (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.375-376; Ermenek, İbrahim: “Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre Ön inceleme”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 2, S. 1, Y. 2011, s. 145-146).
    Konuyla ilgili düzenlemelere göz atıldığında, 6100 sayılı HMK’nun 137.maddesinde, ön incelemenin kapsamı; 138.maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar; 139.maddesinde ön inceleme duruşmasına davet ve 140.maddesinde yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.
    Ön inceleme aşamasında yapılacak işlemelere bakıldığında; ön incelemenin efektif bir tahkikatın ön şartı olarak kabul edildiği söylenebilir (Ermenek, s.146). Nitekim, HMK m,137/2’de “ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu düzenleme emredici nitelikte bir düzenlemedir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile yasaklamıştır (Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s.375-376).
    Bu açıklamalar nazara alındığında; somut olayda, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek bu konular olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar varsa bunlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140. maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekir.
    HMK.nun 320/1.maddesinde "mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun öncelikle ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiştir. Buna göre yargılamaya egemen olan ilkelerden olan hukuki dinlenilme hakkı gereğince hâkimin iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukuki dinlenilme hakkı verilmesi Anayasal bir haktır.
    HMK.nun 320/1.maddesinde duruşmaya davet edilmeden karar verilecek hallerden biri olarak HMK.nun 138.maddesinde belirtilen dava şartları ve ilk itirazlar olduğu belirtilmiştir. Bu durumda HMK"nın 27.maddesinde de belirtildiği üzere hâkim tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri için ilk derece mahkemesinde mutlak surette duruşma yapılması zorunludur. Bu kuralın istisnası HMK"nın 138.maddesindeki belirtilen "dava şartları ve ilk itirazlar" yönünden dosya üzerinde inceleme yapma imkânıdır.
    Yine mezkûr Kanunun 147.maddesinde; "Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflar gönderilecek davetiye de, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir." hükmüne yer verilmiştir.
    Buna göre tarafların iddia ve savunmaları ile ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bilgi ve belgenin toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    O halde mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen esaslar ışığında ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet etmek ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek olmalı iken tüm bu hususlar göz ardı edilerek tarafların yokluğunda dosya üzerinden yazılı şeklide karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi