Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6503
Karar No: 2019/1627
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/6503 Esas 2019/1627 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/6503 E.  ,  2019/1627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... köyü 9 parsel sayılı 29.920,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi niteliğiyle davalı adına tapuda kayıtlıdır.
    Orman Yönetimi, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan orman kadastrosunda 56.000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın 153 ada 1 parsel sayısı ile orman sınırları içine alındığını, 1981 tarih ve 63 sıra nolu tapusunun oluştuğunu, ancak arazi kadastrosu sırasında 153 ada 1 parselin 33.580,422 m² yüzölçümüyle 20.419 m² eksik ölçüldüğünü, eksik ölçülen kısmın ... köyü arazi kadastrosunda 9 parsel sayısı ile kişi adına tespit edilerek tapuya kaydedildiğini ve bu taşınmazın kesinleşmiş orman tahditinde orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek tapusunun iptali ile orman vasfında Hazine adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine dava konusu taşınmazın harita mühendisi ve orman yüksek mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 13/09/2012 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide (B) harfi ile gösterilen 12909.36 m²"lik kısmının tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, (A) harfi ile gösterilen 7086.00 m²"lik kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Oman Yönetimi tarafından taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik, davalı gerçek kişi tarafından (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşmiş tahdite dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın orman yüksek mühendisi ve harita mühendisi tarafından tanzim edilen rapor ekindeki krokide (B) harfi ile gösterilen 12909.36 m²"lik bölümü içerisinde kalan 2524,00 m²"lik kısmının 1975 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit çalışmalarına göre Yol Devlet Ormanı sınırları içerisinde kaldığı, (B) harfi ile gösterilen kısmının orman tahdit sınırları içerisinde kalan ve yukarıda belirtilen 2524,00 m²"lik kısmı haricindeki bölümünün ise kesinleşmiş orman kadastro sınırlarının dışında olduğu anlaşılmış ise de davacı ... Yönetimi, taşınmazın öncesinin orman olduğu ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, orman mühendisi bilirkişi ... ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ..."nün müştereken tanzim ettikleri 13.09.2012 havale tarihli raporlarında bu bölümünün orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı, 6831sayılı Kanunun 1. maddesi kapsamında orman sayılan yer olduğu, 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 7/1. maddesi gereğince orman sınırları içerisine alınmasının gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; verilen karar usul ve kanuna aykırıdır.
    Şöyle ki, HMK"nın 26. maddesinde yer alan (eski HUMK"nın 72. md) "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez." hükmü gereğince, eldeki davada Hazine tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gibi davacı ... Yönetimi; dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını belirterek tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ettiğine göre mahkemece bu yönde bir araştırma yapılarak, talep sonucunu aşmayacak şekilde karar vermelidir.
    Hükme esas orman mühendisi bilirkişi ... ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ..."nün müştereken tanzim ettikleri 13/09/2012 havale tarihli raporda 1975 yılında ... köyünde yapılan orman kadastrosu çalışmalarında 1 ilâ 6 nolu OTS noktaları ile yol Devlet ormanı olarak sınırlandırılan ve kesinleşen ormanın sonradan yapılan tapulama çalışmaları sırasında bir kısmı ... köyü mülki sınırları içinde kalmakla bu köyde yapılan tapulama çalışmaları sırasında Yol Devlet ormanının bu köye isabet eden kısmının nazarı itibara alınmadığı, davaya konu 9 sayılı parselin güney-batı kısmının kesinleşen Yol Devlet ormanı sınırları içinde kaldığı, 1960 tarihli memleket haritasında ise (A) harfi ile gösterilen 7085,00 m²"lik kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu rapor edilmiş, rapor ekindeki çakıştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdit hattının içinde gösterildiği anlaşılmıştır.
    Temyiz incelemesi sırasında dosya kapsamında çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde yapılan orman kadastrosuna ilişkin bilgi ve belgelerin yer almadığı, ... köyünde yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ve 2. madde uygulamalarına ilişkin evrakların ise tamamının yer almadığının tespiti üzerine 30.01.2014, 17.02.2016 ve 08.11.2017 günlü iade kararları ile çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde 3116, 6831, 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlara göre orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa buna ve ... köyünde yapıldığı anlaşılan orman tahdidi ve 2. madde uygulamalarına ilişkin ayrı ayrı işe başlama, çalışma, işi bitirme tutanakları ile sonuçlarının askı ilan tutanağının ve tahdit haritasının orjinalinden çekilmiş fotokopi örneği ile ... köyünde yapılan orman kadastrosunun ve 2. madde uygulamalarının çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde ilân edilip edilmediği ve ... köyü ile ... ve ... köylerinin birleşik köy olup olmadığı, birbirlerinden ayrılıp ayrılmadığı, ayrılmış ise hangi tarihte ayrıldığına ilişkin evrakların dosya içerisine konulması istenmesine rağmen eksiklik bir türlü giderilmemiştir.
    Davacı, dava konusu taşınmazların kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını belirterek tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtığına göre taşınmazların tahdit haritasındaki konumunun tespit edilmesi gerekli olup dosya kapsamına ... ve ... köylerinde yapılan tüm çalışma evrakları ve tahdit haritaları eksiksiz olarak getirilmediği, ... köyünde yapılan orman kadastrosu ve 2. madde uygulamalarının çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde ilân edilip edilmediği ve ... (eski ismi ile ...) köyü ile ... köylerinin birleşik köy olup olmadığı, birbirlerinden ayrılıp ayrılmadığı, ayrılmış ise hangi tarihte ayrıldığına ilişkin bilgi ve belgeler getirilmediği için hükme esas raporun içeriği denetlenememektedir. Denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu, ... ile komşu ... köyünde yapıldığı anlaşılan orman tahdidi aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri ve yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örneklerinin getirtilerek dosya içerisine konulması, ... köyünde yapılan orman kadastro çalışmalarının ... Köyünde ilân edilip edilmediği hususunun açık ve net olarak belirlenmesi ve ilân tutanaklarının getirtilmesi, ... (eski ismi ile ...) köyü ile ... köylerinin birleşik köy olup olmadığı, birbirlerinden ayrılıp ayrılmadığı, ayrılmış ise hangi tarihte ayrıldığının sorulması sonrasında, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı,
    yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, özellikle hükme dayanak alınan raporlarda çekişmeli taşınmazların kısmen Yol Devlet Ormanı içinde kaldığı belirtilmiş olduğuna göre çalışma tutanakları incelenmek suretiyle, Yol Devlet Ormanının hangi köyün orman kadastro sınırları içinde kaldığı net olarak belirlenmeli, oluşacak sonucu göre davacı ... Yönetiminin talep sonucunu aşmayacak şekilde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi